Toplumda uyku bozukluğu yaşayan çok sayıda insan var. En çok horlamayla kendini gösteren bu bozukluğun tedavi edilmesi mümkün. Eskişehir Şehir Hastanesi’nde oluşturulan 11 yatak kapasiteli Uyku Laboratuvarı Kliniği’nde horlama, uyku apnesi, uyurgezerlik, çok uyuma ya da uykusuzluk gibi şikayeti olanlar tek kişilik odalarda 24 saat uyutularak, kameralar ile hareketleri gözlenip, bilgisayarlar aracılıyla verileri kaydediliyor. Toplanan veriler ışığında ise tanı konularak, tedavilerine başlanıyor. Uzm. Dr. Özlem Şahin: “Hastalar kendi istekleri ile değil eşlerinin zoruyla geliyorlar. Bu tip rahatsızlıkların toplumsal ve sosyal bir takım sonuçları da oluyor. Özellikle eşler arasında farklı odalarda uyuma isteği, sonrasında birlikteliklerinde bir takım sorunlar yaratıyor” dedi.
Baş ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuranların sayısı pandemi döneminde 2 kat arttı!
Obeziteden kaynaklı uyku apnesi çok yaygın
Özellikle obezitenin son günlerde artış gösterdiğini ve buna bağlı olarak uyku apnesi şikayetlerinin de arttığını anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Şahin, “Bu merkeze en başta gündüz aşırı uykulu olanlar, uykuda horlama, uykuda nefes durması, özellikle sabahları kalktığında dinlenmemiş uyanma, geçmeyen baş ağrıları, gece sık idrara çıkma, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar yaşayanlar kabul ediliyor. Özellikle obezitenin arttığı günümüzde, obeziteden kaynaklı uyku apnesi oldukça yaygın. Onun dışında hastalar kendi istekleri ile değil eşlerinin zoru ile geliyorlar. Bu tip rahatsızlıkların toplumsal ve sosyal bir takım sonuçları da oluyor. Özellikle eşler arasında farklı odalarda uyuma isteği, sonrasında birlikteliklerinde bir takım sorunlar yarattığı gibi depresyon, aksiyete veya başka psikiyatrik rahatsızlıklara da dönüşebiliyor” diye konuştu.
Horlama şikayetiyle gelenler eşlerinin zoruyla geliyor
En fazla şikayetin horlama olduğunu ifade eden Şahin, “Horlama şikayetiyle gelenler daha çok eşinin ya da diğer ev sakinlerinin ısrarı ve yönlendirmesiyle geliyor. Onun dışında gündüz aşırı uykululuk, gün içinde sürekli uyuma ihtiyacı, uyandığında dinlenmemiş hissetme ve geçmeyen baş ağrıları gibi şikayetler var. Genellikle uyku bozukluğu ile karıştırılabilen epilepsi, bir takım hareket bozuklukları, huzursuz bacak sendromunun ayırıcı tanıları için de uyku merkezinden faydalanmaktayız. Pandemiden sonra biraz hareketsiz kaldık, kilo alımı oldu. Bundan dolayı, uyku apnesi ile ilgili şikayetlerin ve hasta sayımızın bir miktar daha artması söz konusu” dedi.
Pandemi döneminde de devam ediyor
Uyku Laboratuvarı Kliniği’nin pandemi sürecinde de aralıksız hizmet verdiğini söyleyen Şahin, “Pandemi döneminde de çalışmalarımız pandeminin şiddetine göre dönem dönem kesintiye uğramakla beraber devam ediyor. Özellikle Bilim Kurulunun bize önermiş olduğu kişisel korunma önlemleri altında tedavilerimize devam etmekteyiz. Uyku merkezinde hastaların tedaviye ulaşabilmeleri için özellikle uyku uzmanlığı sertifikası olan hekimlerimiz var. Göğüs hastalıkları, nöroloji ve kulak- burun- boğaz doktorlarımızın muayenesi sonucunda uyku merkezine gönderip tetkiklerini yönlendirmekteyiz” dedi.
Hastayı tüm gece gözlemliyoruz
Uyku laboratuvarı sorumlu hemşiresi Ayşe Yalçınkaya ise, “Uyku laboratuvarımıza akşam saat 19.00 gibi hastalarımızı alıyoruz. Odalarımızın hepsi tek kişilik. Hastalarımızı 23.00 gibi normal uyku düzenlerinde uyutuyoruz. Hasta tüm geceyi burada geçiriyor. Uyandırılma zamanı hastanın normal uyanma saati oluyor” şeklinde konuştu.