Türkiye’nin itidal çağrılarına rağmen Rum Yönetimi krizi tırmandıracak adımlar atmaktan geri durmuyor. Son olarak Türkiye’nin ‘itilaflı’ olarak nitelediği 7 No’lu parselde İtalyan ve Fransız şirketlerine arama izni veren Rum Yönetimi’ne Ankara’nın nasıl bir yanıt vereceği merak ediliyordu.
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, bu denklemde Yavuz Sismik Gemisi’nin yeni ve çok kritik bir rol oynayabileceğine işaret etti.
Yavuz’un bölgedeki ilk çalışmasını başarıyla tamamladığına ve Mersin açıklarına demirlediğini hatırlatan Kumbaroğlu, “Yavuz’un Mersin’e dönmesi Yunan Medyası tarafından adeta bayram havasında karşılandı. Türkiye’nin gaz bulamadığı ve Yavuz’u da masraflar nedeniyle görevden geri çektiği iddia edildi. Ancak gerçek hiç de öyle değil” şeklinde konuştu.
YAVUZ’U 3 NUMARALI ALANDA GÖREBİLİRİZ
“Yavuz sondaj gemisinin ilk seferde Magosa körfezi Karpaz yarımadası açıklarında Türkiye Petrolleri’nin KKTC’den ruhsat aldığı bölgede sondaj yaptığını biliyoruz” diyen Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
“Yavuz ilk görevini tamamladı ve Mersin’e döndü. Sismik gemimizin bakım, onarım ve personel değişimi gibi adımların ardından eskiden görev yaptığı alanın daha da güneyine gideceği medyada yer aldı.
Peki ‘daha güney’ derken neresi kast ediliyor olabilir? Bu bölgenin biraz daha güney kısmı Rum tarafının ruhsat verdiği sözde ruhsat sahaları ile örtüşmekte olan ihtilaflı alan. Burada ilk olarak 3 numaralı sözde ruhsat sahası var.
SICAK ÇATIŞMA RİSKİ VAR
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin kıta sahanlığı ile çakışan 7 numara sözde ruhsat sahası için anlaşma imzalayan İtalyan ENI ve Fransız TOTAL şirketlerinin 3 numaralı sahada da sözde ruhsatları var. Hem Rum tarafının hem de Türk tarafının ruhsat verdiği bu sahanın neredeyse tamamı ihtilaflı. İhtilafın sıcak çatışmaya dönüşme ihtimalinin çok yüksek olduğu bir saha.
Akdeniz’de gerginliğin zirve yaptığı bir dönemde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz enerji kaynaklarına ilişkin meşru davasını uluslararası topluma anlatacak ve diyaloğu geliştirecek girişimlerin geliştirilmesi gerekiyor.”