ÖNDER İmam Hatipler Derneği’nin çalışmaları ile ilgili önemli bilgiler veren Çal, geçmişteki gibi bilinçli imam hatipliler yetişmiyor eleştirilerine cevap verdi. İmam Hatiplilere önyargıyla yaklaşıldığını savunan Çal, “Sadece duruşumuzla ve başarılarımızla anılmak istiyoruz” dedi.
İşte Kamber Çal’ın Haber7’ye yaptığı çarpıcı açıklamalar:
16. İMAM HATİPLİLER KURULTAYI İLE MOTİVASYON TAZELEDİK
16’ıncı İmam Hatipler Kurultayını bu yıl Malatya’da Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımlarıyla gerçekleştirdiniz. Kurultayın bu yılki temasını ‘ehliyet ve liyakat’ olarak belirlediniz. Kurultayı değerlendirebilir misiniz? Bu temanın seçilmesinin özel sebebi var mı?
Bu yıl 16’ncı kurultayımızı düzenledik. Kurultaydaki hedefimiz bütün Türkiye’deki imam hatiplere yönelik kurulmuş sivil toplum örgütleri ve dernekleri bir araya getirmekti. Bir diğer hedefimiz ise, imam hatiplere yönelik çalışma yapan örgütlerimizin motivasyonunu sağlamaktı. Çünkü biz, ÖNDER camiası olarak, sivil toplum örgütlerinin eğitimdeki yerinin çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu manada, sayısı 500’e yaklaşmış olan sivil toplum örgütleri ve derneklerimizin birbirleriyle etkileşim ve iletişim halinde olmalarını ve bu süreçte yaptıkları faaliyetlerle ilgili birbirleriyle sinerji oluşturmalarını arzu ediyoruz. Bu açıdan da kurultayı yaklaşık 1500 katılımcıyla gerçekleştirdik.
Amacımızı çok güzel bir şekilde gerçekleştirdik. Hakikaten ciddi bir motivasyon, karşılıklı iletişim ve kaynaşma oldu. Bunun yanında, özellikle imam hatiplere ve imam hatiplerin eğitim sistematiğine de dokunmaya çalıştık. Her yıl bu işi bir şiar üzerinden götürmeye çalışıyoruz. Geçen yılki şiarımız “bilgi ve hikmetle” idi. Bu sene de şiarımızı “ehliyet ve liyakatle” olarak belirledik. Neden “ehliyet ve liyakat”i belirlediğimizi kurultayda iki gün boyunca uzun uzun tartıştık. Katılımcılarımız hazırlanarak çok ciddi sunumlar yaptılar. Biz tabii ehliyet ve liyakati eğitim boyutunda değerlendirdik. Biz ÖNDER camiası olarak, “okullardaki yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz ne kadar ehliyetli ve liyakat sahibi olursa, eğitimin de daha o kadar kaliteli ve standartlarının yüksek olacağına” yürekten inanıyoruz. Bu çerçevede, eğitimde ehliyet ve liyakatin önemini vurgulayan ve buna dikkat çeken bir yaklaşım tarzıyla konuyu tartıştık. Bu oldukça karşılık gördü ve çok mutlu olduk. Bu şiar çok doğru bir şekilde ve zamanda tartışılmış oldu. İki gün boyunca çok önemli bir kurultay gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum.
Kurultayımızı her yıl başka bir ilde yapıyoruz. Geçen yıl Antalya’daydı, ondan önce farklı illerdeydi. Bu yıl da kurultayımızı Malatya’da yaptık. Malatya ve bölge illeri açısından da çok önemli bir etkileşim oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın, bakanlarımızın ve milletvekillerimizin katılımları da kurultayımızın daha da önemli hale gelmesini sağladı. Bu açıdan kendilerine teşekkür ediyoruz.
ÜST KİMLİĞİMİZ İMAM HATİPLİ OLMAK
Uzun yıllar İmam Hatiplerin okul aile birliklerinde görev aldınız, İmam Hatipli olarak İmam Hatiplilerin dertleriyle dertlendiniz. 2017’de Önder yönetimine girdiniz. Nisan ayındaki kongrede de ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanlığı görevine seçildiniz. Önder ne gibi çalışmalar yapmaktadır, yeni döneme ilişkin hedefleriniz nelerdir?
ÖNDER camiası ve imam hatipler olarak şuna yürekten inanıyoruz: Sadece okulda eğitim yeterli olmuyor. Eğitim; okul, sosyal çevre ve ailenin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Bu mana da sivil toplum anlayışı çerçevesinde, ÖNDER imam hatipler üzerinde bir sosyal çevre çalışması sürdürüyor. Biz bugün bunun emanetçileriyiz. ÖNDER’in kuruluşunun 61’inci yılını kutluyoruz. Bundan önceki büyüklerimiz de aynı hassasiyet ve konsantrasyonla imam hatiplerin standartlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapıyordu. Biz de hangi mesleği yaparsak yapalım, hangi alanda bulunursak bulunalım ve hangi görevi alırsak alalım öncelikli kimliğimiz imam hatipli olmak. Bu bilinçle hedefimiz, imam hatip mezunu olup hayatını imam hatipli anlayışıyla sürdüren insanlar olarak bu okullara katkı sağlamak. Bu çerçevede ben zaten bütün hayatım boyunca imam hatiplere katkı sağlayan bir yaklaşım içerisinde oldum. Bundan önce Başakşehir İmam Hatipler Derneği’nin kurucu başkanlığını yaptım. Onun dışında çocuklarımız imam hatiplerde okuyor, oralarda okul aile birliklerindeyiz. Bu süreçte de nasip oldu, ÖNDER’in genel başkanlığı görevi bize yüklendi. Burada bizim hedefimiz, imam hatiplerin standartlarının geliştirilmesine yönelik bir sivil toplu anlayışıyla mücadele vermek ve eğitime katkı sağlamak.
Hamdolsun, kurumsal yapısını ve geleneğini oluşturmuş bir dernek olduğumuz için, geçmişte sağlanan katkıların ışığında biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Gençlerimiz, gençlik teşkilatı vasıtasıyla okullarda faaliyetler yapıyorlar.
Okul aile birliklerini çok önemsiyoruz. Okul aile birliklerinin geliştirilmesi ve doğru kurgulanması önemli. Okul aile birliklerinin okuldaki yönetici ve öğretmenlerle sinerji oluşturan yaklaşımlar ile ilişki kurmasını sağlayan bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Okul aile birliklerini etkin olmaları konusunda teşvik ediyoruz. Bunun üzerine ciddi bir şekilde çalıştığımız bir komisyonumuz var.
Kültür sanat ile ilgili bir komisyonumuz var. Kültür sanata ve çocuklarımızın bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz.
Öncü Spor’umuz var. Öncü Spor ile spor kulüplerini gençlerimize yönlendirmeye ve spor kulüpleri oluşturmaya çalışıyoruz. Öncü Spor bu konuda samimi gayretler içerisinde.
Derneklerimizin teşkilatlanmasın yönelik çalışmalarımız var. Kültür sanat, eğitim faaliyetleri, konferanslar düzenliyoruz. Faaliyet raporumuza baktığınızda yıl içerisinde birçok alanda öğrenci ve gençlerimize dokunacak çalışmalar yapmış oluyoruz.
Burs çalışmaları da ajandamızda.
Geçen dönem sayın Cumhurbaşkanımızın açılışını gerçekleştirdiği “Z Kütüphane” projemiz oldu. 200 okulumuzda kütüphane kurduk ve çocuklarımızın okuma bilincini arttıracak faaliyetler konusunda okullarımızı teşvik ediyoruz. Tamamen, imam hatiplerin standartlarını yükseltilmesine yönelik birçok alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz.
28 ŞUBAT İMAM HATİPLER İÇİN BÜYÜK TRAVMAYDI
İmam Hatip öğrencileri bu yıl da her alanda çok önemli başarılara imza atarak kendilerinden söz ettirdiler. Bu başarıları neye bağlıyorsunuz? Başarının artarak devamı için ne gibi çalışmalar yürütülüyor?
Cevabıma Kanal 7 grubuna teşekkür borcumuzu ifa ederek başlamak isterim. 28 Şubat sürecinde büyük bir travma yaşandı. Bu çerçevede bizi destekleyen ve arkamızda duran medyadaki gücümüzdü Kanal 7. Ben bu anlamlı destekleri için Kanal 7 Medya Grubu’na başında bulunduğum camia adına çok teşekkür ediyorum.
İmam hatip camiası olarak, 28 Şubat sürecinde ciddi bir travma yaşadık. Katsayı sorunlarından tutun çocuklarımızın engellenmesine yönelik, okullarımız neredeyse kapanma durumuna geldi. Daha sonra, bu mücadelede ÖNDER ciddi bir rol aldı ve imam hatiplerin ülkemizin asli unsuru ve mayası; imam hatip mezunlarının ise vatan ve millet için son derece faydalı insanlar olduğunu gösteren ve anlatan bir duruş sergiledi. O dönemleri hatırlarsak, hiçbir olumsuz tavır ortaya koymadan son derece demokratik tepkiler oluşturarak bir duruş sergiledi ÖNDER. Sonraki dönemde yeni iktidarla beraber imam hatipler önündeki o engeller kaldırıldı. Bu süreçte de imam hatipler yeniden toplumda yerini bulmaya çalıştı.
Şöyle tanımlayabiliriz: Türkiye’ye kuş bakışı baktığımızda imam hatipler bulundukları yerlerde, tercih etmeyen isteyen öğrencilerin ulaşabilecekleri şekilde yeniden kurgulandı. Ortaöğretimdeki öğrencilerin yaklaşık yüzde 13’ü imam hatipli. Okul sayıları ve yerleri de çocukların ulaşabilecekleri şekilde. Bunlar gösteriyor ki imam hatiplerde hala yeniyiz, yani yeni kurgulanmışız. Birçok okulun geçmişi çok yeni. Bu açıdan, okullardaki başarı oranlarının her geçen gün daha da artacağına ve gelişeceğine inanıyoruz. Çünkü eğitimde bir süreç, gelenek ve alt yapının oluşması çok önemlidir. Bunlar hızla kurgulanabilecek şeyler değil. Öğretmen kadrosunun oluşması, okul aile birliklerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve ailelerin desteği ve fiziki yapı gibi şeyler hemen kurgulanamıyor. Bu süreçte biz okullarda yeniyiz. Buna rağmen bu sene ciddi bir okul başarısı, özellikle sınav başarısı, elde ettik.
İMAM HATİPLER BAŞARI OLARAK TÜRKİYE ORTALAMASINDA
2020 yılı ile ilgili beklenti hedefiniz var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sınavlarda Türkiye ortalamasındayız. Bunlara ek olarak sivrilmiş ve öne çıkmış öğrencilere sahibiz. Örneğin ilk 1000’e giren 130 tane öğrencimiz var. ÖNDER olarak onlarla bir araya geldik ve onları tebrik ettik, başarılarını kutladık. İlk 100’e giren de 17 tane öğrencimiz var. Tüm bunlar başarı grafiğinin her gün daha iyiye gittiğini gösteriyor. Daha da önemli olarak: Sınavla alan proje okullarımız var. Sayıları 340’a yakın. Proje okullarımız henüz mezun vermediler, buradan ne kadar yeni olduğunu anlayabilirsiniz. İlk mezunlarımızı inşallah seneye, 2020’de, vereceğiz. 2020’yi bu manada camia olarak önemsiyoruz. Proje okullarımızdaki öğrencilerimizin 2020’deki mezuniyetiyle beraber inşallah başarılarımızı daha net bir şekilde ortaya koymuş olacağız.
Geçmişte de böyleydi hatırlarsanız: Okullarımız sınavla öğrenci alıyordu ve imam hatiplere teveccüh çok yüksekti. Okullarımız çok başarılıydı. Bu geleneği tekrar oluşturdukça mahalle okullarımızın da başarılı sonuçlar elde edeceğine inanıyoruz. Özellikle proje okullarımızdaki başarılar çok daha yükselecek. 2020’de inşallah proje okullarımızda mezun olan yavrularımızın Türkiye ortalamasında çok başarılı sonuçlar elde edeceğini düşünüyoruz.
‘NEREDE ESKİ İMAM HATİPLER’ DERSEK HAKSIZLIK YAPARIZ!
Geçmişte imam hatip gençliğinin daha bilinçli yetiştiğini ve yetiştirildiği yönünde hayıflanmaları zaman zaman duyuyoruz. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Bu, nereden baktığınıza bağlı. Kesinlikle göreceli. Eğer, “nerede o eski imam hatipler” diye başlarsak ve geçmişteki gençlerle şu anki imam hatipli gençleri kıyaslarsak bence haksızlık yaparız diye düşünüyorum. Bizim kıyaslamayı şu anki gençler arasında yapmamız gerekiyor. Diğer liselerdeki gençlerin etkileştikleri ne varsa imam hatipli gençlerimiz de aynı şeylerle etkileşiyorlar. Her zaman söylediğimiz gibi; şimdiki neslin imtihanı geçmişteki gençlerimizin imtihanından farklı. Biz belki imkânsızlıklarla imtihan oluyorduk ama şu an çocuklarımız imkânla imtihan oluyorlar. İletişimin bu kadar güçlü olduğu, etkileşimin çok kolay olduğu ve gençlerimizin artık bir telefonla tüm dünyaya ulaştıkları bir dönemde, yavrularımıza haksızlık yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu açıdan da diğer liselerdeki çocuklarımız nelere maruz kalıyorsa aynı şekilde imam hatipli çocuklarımız da onlara maruz kalıyor. Gençlerimiz, imam hatiplerde akademik ve mesleki dersler arasındaki denge, müfredat, genel ders çeşitliliği ile başarılarını her geçen gün arttırıyorlar, daha da arttıracaklarını düşünüyorum. Çocuklarımızı kendi dönemleriyle kıyasladığınız zaman bu manada imam hatiplere haksızlık yapmamak gerekiyor.
İMAM HATİPLERE ÖNYARGIYLA YAKLAŞILIYOR: BAŞARILARIMIZLA ANILMAK İSTİYORUZ
İmam hatiplere ve imam hatiplere ve burada yetişen gençlerimize yönelik toplumun bazı kesimlerinde bir önyargı mı var? İmam hatipler geçmişin hastalıklı yaklaşımında etkisiyle kara propaganda malzemesi mi yapılmaya çalışılıyor?
Net bir şekilde söylemek isterim. Maalesef böyle olduğunu düşünüyorum. Ciddi bir kara propaganda var. İmam hatipler ülkemizin asli unsurlarından bir tanesi. Az önce söylediğim gibi eğitimin yüzde 13’ünü imam hatipler oluşturuyor. Bütün Türkiye’deki öğrenciler, bizim öğrencilerimiz. Net bir şekilde söylüyorum, keşke diğer okullarımıza da yönelik, bizim oluşturduğumuz gibi, sivil toplum örgütleri oluşsa da diğer okullarımıza katkı sağlasalar. İmam hatiplerde, vatana millete son derece saygılı, onları sahiplenen bir eğitim anlayışıyla eğitim alıyoruz. İmam hatiplerimiz devletin okulları, milli eğitimin müfredatını oluşturduğu okullar. Samimiyetle ve inançla söylüyorum ki bazı kesimler; asla bizi tanımadan, bir okulumuzu bile ziyaret etmeden, belki bir tane imam hatipliyle iletişime geçmeden çok net bir kara propaganda oluşturuyorlar. Biz buna çok üzülüyoruz. Biz imam hatiplerimizin politik bir malzeme olmasını, ideolojik yaklaşımlarla değerlendirilmesini asla istemiyoruz. İmam hatiplerimiz eğitim kurumlarımızdır. Kara propaganda yapan arkadaşlarımız şöyle bir haksızlık yapıyorlar: Bu propaganda ile birlikte yavrularımızı da bu manada etkiliyorlar. Onlar daha çocuklar. Çocuklarımızın psikolojilerine zarar veriyorlar. Robert’teki, Kabataş’taki öğrenci neyse, imam hatipteki de öğrenci. Çocuk onlar… 18 yaşını doldurmamış çocuklar. Çocuklara yönelik, çok acımasızca, aslı astarı olmayan, bilgiye dayanmayan söylemlerden vazgeçmelerini istiyoruz. Bir sivil toplum örgütü olarak da şuna açığız: Gelsinler, konuşalım, eleştirsinler, cevaplayalım. Gelsinler, okullarımızı gezdirelim. Oradaki gelişmelerimizi tanıtalım. Geçtiğimiz hafta Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde önemli bir etkinlik yapıldı. Yavrularımız Türkiye’de örneği olmayan bir bilim şenliği yaptılar. Zannediyorum 40’a yakın stant vardı. Her biri, farklı bir inovatif yaklaşımla yeni şeyler üretmişler. Bu çocuklar çalışmalarıyla ülkemiz sınırlarını da aşmışlar. 17 ayrı ülkeyi dolaşmışlar. 17 ayrı ülkede ve Türkiye’de projelerini anlatıyorlar. Okullarımız herkese açık. Gelsinler ve lütfen görsünler, değerlendirsinler, sonra görüşlerini yazsınlar. İmam hatipler bilim, ilim, kültür sanat, spor faaliyetleri ve başarı durumları ile anılmak istiyorlar. Mesela geçen gün Güngören Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Güney Kore’de yaptıkları robotik alanındaki çalışmayla dünya 3’üncüsü oldular. Türkiye’yi temsil ediyorlar. Onun için kara propaganda yapan arkadaşlarımızdan, yaptıkları haksızlıktan vazgeçmelerini istiyoruz.
YERLİ, MİLLİ VE ŞUURLU BİR GENÇLİK İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Özellikle günümüz gençliğinin öz değerlerimizden uzak yetiştiği yönünde yakınmalar oluyor. Farklı bir gençlik görüyoruz. Kuşak farkı gençleri anlama zorluğunu beraberinde getiriyor. Yerli ve milli ve şuurlu bir gençli yetişmesi için neler yapılmalı, nasıl bir yol izlenmeli?
Bu sorunuz için teşekkür ederiz. Dünyanın küreselleştiği, iletişimin çok güçlü olduğu, bilgiye çok kolay ulaşıldığı, manipülasyona çok kolay maruz kalınan bir ortamda, yerli ve milli olmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yeni neslin, bu çerçevede bu bilinçle yetiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda imam hatiplerin müfredatının incelenmesi gerekiyor. İmam hatiplerde hem akademik hem de çocuklarımızın bilinçlerini arttıracak mesleki dersleri önemsiyoruz. Bu derslerin çocuklarımıza çok ciddi katkılar sağladığını düşünüyoruz. Hem dini hem kültürel bilinç hem de tarih bilinci açısından bu derslerin çocuklarımızın bilinçlerini arttırdığını düşünüyoruz.
Aynı zamanda yürüttüğümüz sivil toplum faaliyetlerinin de rol model olmak açısından çocuklarımıza önemli katkıları oluyor. Özellikle mezun imam hatipliler ile çocuklarımızı buluşturuyoruz. Onlara hem dindar hem başarılı bir şekilde meslek sahibi olabileceklerini gösteriyoruz. Eğitim sistematiği, yaptığımız faaliyetler, onlara yönelik dokunduğumuz çalışmalar yerli ve millilik bilincinin arttırılmasında ciddi katkı sağlıyor.
İMAM HATİP EĞİTİMİ YURT DIŞINA İHRAÇ EDİLEN MARKAMIZ
İddialı bir şekilde kurultayımızda da dile getirdik. Sayın Bakanımız da kurultayda bunu dillendirdi. Eğitim modeli olarak ihraç ettiğimiz tek model, imam hatipler. İki açıdan olmak üzerine bir uluslararası yaklaşımımız var: Bir tanesi, 29 ülkedeki 54 okulda imam hatiplerimizin eğitim modeli uygulanıyor. Dikkat çekmek isterim ki bunlar çoğunlukla Orta Doğu ülkeleri de değiller. Avusturya, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Fransa, Bosna Hersek gibi ülkeler mevcut. Sadece Suudi Arabistan, Nijerya, Pakistan değil yani. Bu model, sahih İslam’ın, orta yol İslam’ının gençlerimize aşılanacağı ve verilebileceği doğru bir model. Çocuklarımız böylelikle çok doğru bir dini anlayış ve bilinç elde etmiş oluyorlar.
Önümüzdeki dönemlerde, ihraç ettiğimiz imam hatip modelini değerlendirip işlemeye de devam etmek istiyoruz. İmam hatipler bu ülkenin bir markası. Bu markayı şu an ihraç ediyoruz. Türkiye’de aynı zamanda 9 tane uluslararası imam hatip okulumuz var. 70 ayrı ülkeden öğrenci bulunuyor. Bu da imam hatip müfredatının ne kadar doğru olduğunun ispatı. Biz artık bunu dünyaya taşıyan bir noktadayız.
ÇALIŞMALAR CUMHURBAŞKANIMIZI DA MUTLU EDİYOR
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve evlatlarının da imam hatip mensubu olduğunu biliyoruz. İmam hatiplerin durumuyla özel ilgilendiği olur mu?
Sayın Cumhurbaşkanımız sağ olsunlar, benim de görev aldığım 13 Nisan’daki Genel Kurul’da hem de hafta sonu Malatya’da gerçekleştirdiğimiz kurultayımıza teşrif ettiler. Ben kendisini dinlerken şu hisse kapılıyorum: İmam hatip denildiği zaman kendisini o kadar samimi ifade ediyor ki… Sayın Cumhurbaşkanımız hem kendisinin hem de çocuklarının imam hatipli olduğunu, okullarımızın Türkiye için ne kadar önemli kurumlar olduğunu, yavrularımızın eğitimine ne kadar çok katkı sağladığını canlı bir şekilde anlatıyor. İçtenlikle de kurumlarımıza destek verilmesi gerektiğini söylüyor kendileri. Sivil toplum anlayışıyla desteğin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Okullarla ilgili çalışmalarımız hakkında kendisine bilgi verdiğimizde Cumhurbaşkanımız çok mutlu oluyor. Hem sivil toplum örgütü anlayışıyla hem bir veli hem de kaygılı ve ilgili bir siyasetçi olarak kendileri ellerinden geldiğince fikir ve destek veriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın manevi desteği, bize karşı olan olumlu yaklaşımından her zaman güç alıyoruz. Ona ilgisinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
ORTAOKUL-LİSENİN AYRI KURGULANMIŞ OLMASININ ARTI VE EKSİLERİ VAR
İmam Hatip okullarının geçmişteki gibi ortaokul-lise birlikte olması yönünde taleplerle karşılaşıyor musunuz? Normal ortaokullardan gelen öğrenciler, İmam Hatip Liselerine uyum konusunda zorlanıyor mu?
Bildiğiniz gibi sistem 4+4+4 olarak uygulanıyor. Dolayısıyla ortaokul ve liseler ayrı şekilde kurgulanmış durumda.
Liselerdeki meslek dersleri haftada ortalama 10 saat. Bazen 11 ve 12’ye çıkabiliyor. Bu kurgu, normal ortaokullardan gelen öğrencilerin de lisede imam hatipte okuyabilmesini sağlıyor. Benim oğlum da aynı süreçlerden geçti. O dönemde imam hatip ortaokulları olmadığı için normal ortaokuldan gelip liseye geçti. Çok zorlayan bir müfredat değil. Öğrencilerin mesleki dersleri rahatlıkla öğrendiği bir kurgu mevcut. Tabii ki ortaokulda imam hatipte eğitim almış öğrenci daha rahat edecektir çünkü daha kolay entegre oluyor. Bazı okullarımızda hafızlık üzerine proje sınıflar açılmaya başladı. Proje hafızlık sınıfları ortaokul 1’den itibaren açılıyor. Öğrenciler böylelikle lise müfredatının da içine girmiş oldular. Bu süreçte normal ortaokullardan imam hatip liselerine geçiş ile imam hatip okullarından imam hatip liselerine devam arasındaki fark müfredat yoluyla dengelenmeye çalışılıyor. Lisede çok zorlayan bir müfredat olsa bahsettiğiniz risk olabilirdi. Nihayetinde, ortaokulların farklı olması bir handikap olarak gözükmüyor. Tabii ki durum sistem olarak tartışılabilir.
ÖNCÜ SPOR İLE SPOR BİLİNCİ AŞILIYORUZ: 80 İLDE KULÜPLEŞTİK
Sportif faaliyetler noktasında da önemli çalışmalarınız var ve bir bilinç oturtmaya çalışıyorsunuz…
Bu konuda özellikle derneğimiz çatısı altında bu alandaki faaliyetlerimizi yürüttüğümüz Öncü Spor Kulübümüzü biraz daha açmak isterim. Öncü Spor’u çok önemsiyoruz. Henüz yolun başındayız diyebiliriz.
Öncü Spor, spor kulüpleri oluşturmak için sporu öne çıkaran, bizim için önemli bir yapılanma. Okullarda spor kulüpleri kurarak çocuklarımızın spor bilinçlerini arttıran çalışmalar yapıyoruz. Hızlı kulüpleşmeyi teşvik eden faaliyetlerde bulunuyoruz. Her ile spor kulübü kurulması için derneklerimizi teşvik ediyoruz. Şu an 80 ilde Öncü Spor Kulüplerimiz oluştu. Ek olarak okullarda spor kulüplerinin kurulmasını arzu ediyoruz. Teşviklerimiz 13 ayrı branşta devam ediyor.
Burada iki şey çok önemli: Birincisi, çocuklarımızın hayatı boyunca spor yapacak bir bilince ulaşması ve en azından bir dalda uzmanlaşması. Bunun sağlıklı yaşam açısından da önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerdeki gibi, çocuklarımızın bu bilince kavuşmasını istiyoruz.
İkinci ve daha önemli olarak da spor, çocuklarımıza dokunabileceğimiz en önemli alanlardan biri. Başlarda, çocuklarımıza haksızlık etmemek gerektiğinden bahsetmiştik. Yeni nesli kendi içinde değerlendirmeliyiz demiştik. Çocuklarımızın manipüle olduğu çok fazla alan var biliyorsunuz. Velilerin, ailelerin, öğretmenlerin, bizim gibi sivil toplum örgütlerinin çocuklarımıza ulaşabileceği ve dokunabileceği en önemli alanlardan bir tanesi de spor. Bu yüzden Öncü Spor bizim için çok önemli. Yönetimde de kaygı duyan çok değerli arkadaşlarımız var. ÖNDER camiası olarak Öncü Spor’un çalışmalarını yakinen destekliyor ve takip ediyoruz. Bu sürecin hızla bütün okullarımıza yayılmasını arzu ediyoruz. Branş sayıları şu an için çok iyi. Hedefimiz bütün okullardaki bütün çocuklarımızın sporla ilgilenmesi. Çok ciddi faaliyetler, organizasyonlar, kamplar, yarışmalar mevcut. Öncü Spor’un çalışmalarını önümüzdeki dönemde inşallah büyüterek ve geliştirerek devam edeceğiz.
Yıl içerisinde faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. İmam hatiplerimizin birçok alanda çalışmalar yaptığını ve devam edeceğini söylüyoruz. ÖNDER camiası olarak bütün bunlara destek vermek için çalışıyoruz. Bu fırsatı verip bunları anlatmamıza bir zemin oluşturduğunuz için çok teşekkür ederiz.