İZMİR’de görme engellilerin Braille alfabesiyle yazılmış oyunlarını sahnelediği Tiyatro Nienor, oyunlarını dijital platforma taşıyor. Pandemi nedeniyle tiyatro oyunlarını film haline getirecek olan ekip, karanlığa teslim olmak yerine sanat üretmeye devam ediyor.
İzmir’de yaşayan Ebru Atilla, dezavantajlı grupların sesi olmak için 10 yıl önce kurduğu Tiyatro Nienor ile başarılı oyunlar sahneye koymaya devam ediyor. Hiçbir sponsoru olmadan tek başına yürüttüğü iyilik hareketiyle görme engellilerin Braille alfabesiyle yazılmış oyunları sahnelemesini sağlayan Atilla, ekibiyle düzenli provalar gerçekleştirerek sanat üretiyor. Pandemi nedeniyle seyirciyle buluşamayan Tiyatro Nienor, oyunlarını bu kez dijital platforma taşıyor. Bu kapsamda ‘Ağzı çiçekli adam’ oyununun filme alınma çalışmaları başlatıldı. Kayıtlar tamamlandıktan sonra sosyal medya üzerinden yayın yapılacağını anlatan Ebru Atilla, “Bu bir sosyal sorumluluk projesi olarak görülmesin. Arkadaşlarımız gerçekten sanat üretiyor” dedi.
‘SPONSOR YOK’Bütün ‘ötekilerin’ sesi olmak için onlar adına oyunlar sahnelendiğini anlatan Atilla, “Dört yıl önce alışveriş merkezinde görme engelliler için atölyeye başladık. Şimdi ‘Ağzı çiçekli adam’ oyununu pandemi döneminde seyircilerle buluşturamadığımız için filme alıyoruz. Her yıl en az 3-4 oyuna çalışıyoruz. Bu projeye başladığım günden beri sadece eşimin dostumun fiziksel olarak yanıma gelip prodüksiyona yardım etmesinin dışında her şeyi kendim karşılıyorum. Hiçbir şekilde sponsorum yok. Tüm oyuncularımızın çok güzel Türkçeleri oldu ve güzel konuşuyorlar. Festival ve tiyatro organizasyonlarında herkesle eşit şekilde sahneye çıkmalarını istiyorum. Belki de aralarından müzisyen ve profesyonel oyuncular yetişecek. 2 yıldır üst üste en iyi oyun ve en iyi tiyatro ödülünü aldık ve bence bunun devamı gelecek” diye konuştu.’MÜZİK BENİM İÇİN HAYATI İFADE EDİYOR’Müzikle ilgilenen ve pek çok enstrüman çalabilen görme engelli ekip üyesi Sılanur Gezgen (16), “Uzun zamandır müzikle ilgileniyorum. Buca Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi’nde okuyorum. Benim müzikle tanışmam ilkokul öğretmenim sayesinde oldu. Ben birinci sınıfa başladığımda sesimiz iyi olduğunu fark etti. Okulda hep türküler söylerdim. Bugün ise burada tüm dünyaya tiyatro çekiyoruz. Ben bu tiyatronun şarkılarını söylüyorum. Bundan sonra müzik hayatıma yenilikler katmak için yurt dışında eğitim görmek istiyorum. Müzik benim için hayatı ifade ediyor. Müzik bizim kalp ritmimizdir” dedi.’ALKIŞLARI DUYMAK BAMBAŞKAYDI’Hukuk fakültesi mezunu olan ve serbest avukatlık yapan tiyatro oyuncularından görme engelli Serdar Fırtına (27), “Hobi olarak tiyatro ile ilgileniyorum. İnsan sevdiği zaman yapmak istediği şeylere zaman ayırabiliyor. Yaklaşık 1 buçuk yıldır tiyatro oyunlarında yer alıyorum. Pandemi döneminde artık her şey dijital oldu. Bizler de tiyatroyu dijitalleştirmeye çalıştık. Tabii ki sahne kadar bizi heyecanlandırmıyor. Alkışları duymak, seyircilerin varlığını hissetmek bizi çok fazla motive ediyor. Dijital platformda ise izlenme sayıları ve yorumlar bizleri motive edecek” diye konuştu.Görme engelli oyunculardan Diyar İmer (36) ise, “İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Bir yandan da yaklaşık 4 yıldır tiyatro ile ilgileniyorum. Bence tiyatro hayatın ta kendisidir. Hayatın gerçekleriyle insanı yüzleştiriyor. Bugün de seyircilerimizin hoşuna gidecek dijital bir oyun için hazırlık yapıyoruz” dedi.