Haber7.com / Özel
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı ve Rusya lideri Putin ile 3’lü Zirve sonrası basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa komisyonuna ilişkin “Suriye komitesinin oluşturulması için oluşan pürüzler giderildi. Anayasa komitesi çalışmalara başlayacak.” dedi. Üç lider de Suriye’nin birliğinin korunmasından yana olduklarını bir kez daha altını çizdiler ve terör örgütlerine geçit verilmeyeceğini söyledi. Haber7.com olarak üçlü zirvenin ne anlama geldiğini uzman isimlere sorduk.
ERDOĞAN VE PUTİN OLMASA ASLA ÇÖZÜLEMEZDİ
Rusya Devlet Başkanlığı Akademisi resmî temsilcisi Talat Enver Çetin
Bu süreç Astana ve Soçi’de başladı. İdlib Mutabakatıyla devam etti. Bu mutabakat neden önemliydi? İki ülkenin birbirine olan güveninin kilometre taşıydı. Ekonomik olarak diğer anlaşmalar zaten karşılıklı olarak birbirini besleyen şeyler ama İdlib mutabakatında Rusya, Türkiye’ye tam olarak güvendi. Bu mesele ABD’nin çok zoruna gitti. Görevden alınana kadar Bolton defalarca Putin ve Erdoğan’ın arasına nifak ekmek istedi. Bunun için onlarca kez Rusya’ya ve Türkiye’ye geldi. Yetmedi bazı lobileri kullandı. Özellikle Yahudi lobilerinden büyük yardım istedi. ABD ne yaptıysa iki bilge lider bu tür oyunlara gelmedi. Başka hangi iki lider olsa bu ilişki sona ererdi. Üçlü zirveye şu nazarla bakabiliriz: Suriye’de bir barış sağlanacak ve bunu da iki lider Erdoğan ve Putin yapacak. Putin’in Kur’an-ı Kerim’den ayet okumasını şöyle açıklayabiliriz: Türk Basını’nda çok bilinmez ama Putin Kur’an meali okur ve İslam dinini çok araştırır. Putin’in kendi ülkesinde yaşayan Müslümanlara tüm inançlarında serbestlik tanıması zaten bilinen bir gerçek. Bir de sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini bütün ve bütün Müslüman aleminin lideri olması Putin’i etkilemiştir. Suriye halkının geleceğini düşünen ve bölünmemesi için uğraşan sadece Erdoğan ve Putin’dir. Türkiye ve Rusya Suriye’nin bu kaos ortamından çıkması için gerekli adımları atmıştır. İran’ın da bu konuda desteği bellidir. Batı bu işi kendi çerçevesinde çözmek istedi ama Erdoğan ve Putin bu meselesinin çözümünün Doğu olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
ÇOK ÖNEMLİ BİR AŞAMA
Prof. Kemal İnat
Ankara Zirvesi her şeyden önce Suriye sorununa çözüm konusunda çaba sarf eden üç aktörün, bütün engellere rağmen bu sorunun çözümü konusundaki kararlılıklarını sürdürdüklerini gösteren önemli gelişme olarak değerlendirilmeli. Zirvede kararlaştırılan en kritik konu ise çözüm yolunda önemli bir eşik olan Anayasa Komitesinin kurulması kararı oldu. Bu konudaki anlaşmazlıkların giderilmiş olması Suriye’de savaş sonrası siyasal sistemin şekillenmesine yönelik önemli bir aşama olarak değerlendirilebilir.
Ancak bu gelişme maalesef Suriye’de henüz savaşın bittiği anlamına gelmiyor. Zira hem Fırat’ın doğusu hem de İdlib bölgesinin akıbetinin ne olacağı henüz belli değil ve buralarda sıcak çatışma yaşanması ihtimali kuvvetli. Ayrıca Türkiye’nin kontrolündeki Fırat’ın batısındaki bölgelerin de geleceği netleşmiş değil. Bütün bunlar, Anayasa Komitesinin yapacağı çalışmalar sonrasında kurulacak yeni siyasal sistemde Suriyeli muhaliflerin ne şekilde temsil edileceği meselesiyle yakından ilgili.
Bu yüzden Ankara Zirvesinde Anayasa Komitesi konusunda alınan karar çok önemli. Eğer bu komite sağlıklı bir şekilde çalışabilirse, yani Esed yönetimi muhaliflerin siyasal sistemde meşru ve hakkaniyetli bir şekilde temsilini kabul ederse Fırat’ın batısına dair bütün sorunların çözümü mümkün olacaktır. Bu, mültecilerin de evlerine dönmelerinin yolunu açar. Ancak Şam yönetimi bu konuda gerekli esnekliği göstermezse, bu durum yeni çatışma anlamına gelir. Böyle bir durum aynı zamanda Rusya, İran ve Türkiye arasındaki işbirliğini bozacak bir gelişme olacaktır.
Bu yüzden Moskova ve Tahran’ın Anayasa Komitesinin sağlıklı çalışması konusunda özen göstermesi iyi olacaktır.
TÜRKİYE’NİN DOĞU FIRAT HAMLESİ
Güvenlik ve Strateji uzmanı Abdullah Ağar
Dünkü görüşmenin en önemli mesaj şuydu: Trump’la görüşen Erdoğan’ın güvenli bölge meselesini Ruhani ve Putin’e anlatması ve eğer beklentilerimiz karşılanmazsa iki hafta içerisinde kendi planımızı ortaya koyarız demesiydi. Son derece güçlü bir yükümlülük ve söz. Bir diğer tarafıyla Adana mutabakatının gündeme gelmesi, Rusya ve İran’ın Fırat’ın Doğusuna yapılacak operasyona onay vermesidir. Tabii bu operasyonun kendilerine sağlayacağı fayda da ortadadır. Asıl olay ABD ve Türkiye’nin ne yapacağıdır? Önemli olan Türkiye’nin Fırat’ın Doğusu’nda ABD ile mi sorunu çözecek? Yoksa ABD’ye rağmen mi bir şeyler yapacak?
Putin’in Ali İmran suresinden ayet okumasını şöyle değerlendirebiliriz: Bir Ortodoks Rus’un Müslümanlara Kur’an’la yol göstermesi acıdır. Biz ayetlerin gereğini yapamamışızdır. Bizi kardeşliği davet ediyor. Bir tarafıyla acı bir tarafıyla Müslümanız Kur’an’ın gereğini yapmıyoruz. Dinimizi fitne için kullanıyoruz. Her şey vahiyde gizlidir. Vahyin gereğini okuyan sorunu çözer.