Yılbaşından bu yana birçok zorluğun deneyimlendiği küresel piyasalarda, ticaret savaşları endişeleri, Brexit belirsizliği, İtalya’daki siyasi gelişmeler, İran ve Suriye kaynaklı jeopolitik riskler karşısında risk algısında ciddi bozulma yaşandı. Bu dönemde merkez bankaları da, 2008 küresel ekonomik kriz sonrası uyguladığı alışılmadık para politikalarına geriye dönüş olarak nitelendirilebilecek adımlar atmak zorunda kaldı.
Geçen yıl ABD’de iş gücü piyasası ve büyümedeki olumlu görünümün yanı sıra enflasyonun Fed’in hedefi olan yüzde 2 civarında seyretmesi, piyasalarda bankanın 2019 ve 2020’de faiz artırımlarına devam edeceği beklentilerini güçlendirmişti.
Her ne kadar ECB’nin varlık alım programını 2018 sonu itibarıyla sonlandırması hedeflense de, İtalya’nın kamu borç stokundaki artış, Brexit kaynaklı siyasi belirsizlik, AB’de büyüme ve enflasyon görünümündeki bozulma gibi gelişmeler, bankanın bu amaca ulaşmasını engelledi.
GENİŞLEMECİ POLİTİKA İHTİYACI DOĞDU
Gelinen noktada, geçen yıl gelişmekte olan ülkelere yönelik azalan risk iştahının 2019’da küresel çapta yaygınlaştığı ve portföy çıkışlarının derinleştiği görülürken, güvenli liman olarak nitelendirilen varlıklara ve tahvil piyasasına yönelim arttı. Bu durum karşısında Fed ve ECB gibi önde gelen merkez bankaları da genişlemeci politikalara ihtiyaç duyulduğunu dillendirerek, küresel ekonominin ihtiyaç duyduğu teşvikleri karşılamak amacıyla genişlemeci para politikalarına geri döndü. Gelişmekte olan ülkeler de özellikle temmuz itibarıyla faizlerde indirime giderek büyük merkez bankalarının yolunda ilerledi.
Böylece yıl başından bu yana aralarında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) da bulunduğu 47 merkez bankası faizleri düşürdü.
FED SİNYALİ VERDİ, ECB TAKİP ETTİ
Bu yıla 3 faiz artırımı beklentisiyle başlayan Fed, gerek ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikaları, gerek küresel ekonomideki yavaşlama gerekse de jeopolitik risklerdeki artış sonrası yılın ikinci yarısı itibarıyla faiz indirimi sinyali verdi.
Temmuz ayında ise beklentiler doğrultusunda karar alan ve faizleri yüzde 2,00-2,25 bandına çeken Fed, faizleri yaklaşık 11 yılın ardından ilk kez indirmiş oldu. Fed’in eylül ayında faiz indirimine gideceği beklentisi ise piyasalarda tamamen fiyatlanmış durumda…
ECB de dün piyasa beklentileri doğrultusunda mevduat faiz oranlarını 10 baz puan indirerek yüzde eksi 0,50’ye çekerken, 1 Kasım itibarıyla aylık 20 milyar avroluk varlık alım programına tekrar başlanacağını duyurdu.
TCMB tarafında ise yıla yüzde 24 seviyelerindeki politika faizi ile başlanmasına karşın, temmuzda 425 ve eylülde 325 baz puanlık indirime gidildi. Böylece politika faizinde toplamda 750 baz puanlık indirim yapan TCMB, en çok faiz indiren merkez bankası oldu.
MAYIS SONU İNDİRİMLER HIZLANDI
Ocak ayında Angola, Gana, Ermenistan, Gürcistan ve Malavi olmak üzere 5 ülkenin merkez bankası faiz indirdi. Şubatta Azerbaycan, Hindistan, Mısır, Jamaika, Paraguay ve Kırgızistan’da da merkez bankaları faiz indirim yoluna giderken, mart ayına gelindiğinde bu ülkelere Gürcistan ve Nijerya da dahil oldu.
Nisan ayında nispeten sakin geçen piyasalarda Ukrayna da faizlerde 0,50 baz puanlık indirime gitti.
Fed’in faiz indirim sinyali verdiği mayıs ayı, merkez bankaları kararları açısından yoğun geçen bir dönem oldu. Ruanda’dan Yeni Zelanda’ya, Filipinler’den İzlanda’ya ve Sri Lanka’dan Tacikistan’a kadar birçok ülkenin politika faizini düşürdüğü mayıs ayında toplam 11 ülke indirim yönünde aksiyon aldı.
Haziran ayı özellikle Hindistan, Şili, Rusya gibi gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz indiriminin koşulduğu bir dönem olurken, temmuzda toplam 16 ülke faizi düşürdü. Fed başta olmak üzere Türkiye, Brezilya, Rusya, Güney Afrika bu dönemde faiz indiren ülkeler arasında yer aldı.
AZERBAYCAN İLK SIRADA
Ağustos ayında da 21 ülke faiz indirirken, eylül ayının 13’ü itibarıyla ECB ve TCMB dahil 6 merkez bankasında faiz indirim aksiyonu alındı.
Alınan aksiyonlara bakıldığında, Azerbaycan’ın yıl başından bu yana 5 kez faiz indirimine giderek bu yola en fazla başvuran ülke olduğu görüldü. Kademeli indirim yoluna giden Azerbaycan Merkez Bankası’nın toplamda aldığı aksiyonların düzeyi ise 150 baz puanda kaldı.