Koronavirüs salgınıyla mücadelede en ön safta yer alan 112 Acil Servis ekipleri, Acil Çağrı Merkezi’nden (AÇM) gelen koronavirüs ihbarı üzerine özel olarak hazırlanıp yola koyuluyorlar. Koruyucu tulumlarını, galoşlarını, eldivenlerini, maske ve siperliklerini kuşanan ekipler vakaya ulaşmak için hızlıca hareket ediyorlar. Vakaya ulaştıktan sonra gerek varsa ilk müdahale olay yerinde yapılıyor, daha sonra hasta ile birlikte sağlık kuruluşuna doğru yola çıkılıyor. Ekipler hastayı hastaneye teslim ettikten sonra hiç vakit kaybetmeden hastanın taşındığı ambulansı baştan aşağı dezenfekte ediyor. Ambulansın ön ve arka kabini içerisindeki her noktayı dezenfekte eden ekipler, ardından gelecek ihbarı beklemeye koyuluyor. 112 ekiplerinin koronavirüs hastalarıyla yaşadıkları bu amansız mücadele tüm aşamaları ile görüntülendi.
Ankara 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan Aydın Erdoğan, ‘15 yıldır bu sistemde çalışıyorum. Biz burada acil bir hasta veya yaralanma durumlarında ambulansları hızlı ve ivedi bir şekilde olay yerine sevk etmeye çalışıyoruz. Ambulanslarımız olay yerine ulaştıktan sonra da hızlı bir şekilde olay yerinden hastaneye sevklerini sağlıyoruz. Bu şekilde 7/24 çalışma sürecimiz var. Koronavirüs süreci çalışmalarımızı biraz etkiledi. Çağrı sayılarımız biraz arttı. Hafif semptomlu Kovid-19 hastaları daha çok meşgul etti. Bu meşguliyet sonrasında da ambulansların gerçek hastalara müdahale süresi uzadı. Bu da şundan kaynaklı; hafif semptomlular aradığı zaman, ateşi, öksürüğü, eklem ağrısı gibi hafif semptomları olan vatandaşlar aradığında diğer çağrılar; kalp krizi, beyine inme, göğüs ağrısı ve solunum sıkıntısı, trafik kazaları gibi vakalara ambulansın ulaşma süresi uzadı. Bu da bizden kaynaklı değil. Gereksiz yapılan ihbarlar nedeniyle oldu’ dedi.
DİŞ AĞRISI İÇİN AMBULANS TALEBİNDE BULUNULUYOR
Böylesine tehlikeli bir süreçte kendilerine çok değişik ihbarların geldiğinden bahseden Erdoğan, ‘Diş ağrısına çağrılıyoruz, ambulans talebinde bulunuluyor. Test talebinde bulunuyor. ‘Ben koronavirüs hastası mıyım?’ diyor. Bazısı diyor ki ‘Ben dışarı çıkmak istiyorum, ama çıkamıyorum’ gibi basit ihbarlar alıyoruz. Bunlar da diğer acil vakalara ambulansların ulaşma sürelerini uzatıyor. Çünkü o çağrılar bize geç düşüyor. Ondan sonra gerçek hastalara gitmesi gereken ambulans geç gidiyor’ şeklinde konuştu.
‘TÜM VAKALARIMIZ KOVİD-19 HASTASI DEĞİL’
Ankara 112 ekibinde paramedik görevlisi Yavuz İlhan, ‘Bize vakalar komuta kontrol merkezi tarafından veriliyor. Bizi bilgilendiriyorlar. Kovid-19 olduğunu söylüyorlar vakaların. Kovid-19 ihbarını aldıktan sonra özel giysilerimiz var. 3M kıyafetlerimiz var. İhbarı aldıktan sonra tüm giyim ve donanımımızı koronavirüse göre hazırlanıyoruz. Bu şekilde vakalara ulaşım sağlıyoruz. Gittikten ve Covid-19 hastasını hastaneye taşıdıktan sonra, tüm gördüğünüz malzemeleri, kullandığımız veya kullanmayacağımız malzemeler dahil, ambulansın tüm arka ve ön kabininin tekrardan dezenfekte ediyoruz. Yeni vakaya uygun hale getiriyoruz. Çünkü tüm vakalarımız Kovid-19 değil. Bunun dışında trafik kazası, kalp krizi gibi acil vakalara da gittiğimiz için vakaya uygun hale getiriyoruz ve bunu bildiriyoruz’ şeklinde konuştu.
‘AKLIMDA SADECE BEBEĞİM VAR’
Henüz 17 aylık bir bebeği olduğunu ve her gün işe çıkarken aklına sadece onun geldiğini söyleyen Acil Tıp Teknisyeni Mustafa Doğan, ‘Genelde bizim vakaya giderken en çok sıkıntı çektiğimiz duru trafiktir ve hala devam ediyor. Hani insanların trafik konusunda daha bilinçli olması gerekiyor. Çünkü bizim ambulansa aldığımız kişi belki yakınları. O yüzden ambulans sesi duyduğu zaman bize sol şeridi bıraktıklarında daha hızlı gideceğiz ve daha iyi müdahalede bulunacağız. Şu an gözlerim dolacak. Biz evden çıktığımız zaman öncelikle kendimizi değil ailemizi düşünüyoruz. Benim 17 aylık bebeğim var. Hani işe gittiğim zaman direk aklımda o var benim. Yani biz hep risk altındayız, hani eve gittiğimiz zaman hastalık bulaşacak mı ona bulaşmayacak mı? Biz kendimizden çok ailemizi düşünüyoruz. Halkımız da bu şekilde bilinçli olursa biz bu hastalığı yeneceğiz’ diye konuştu.