Türkiye, sağlık alanında yürüttüğü çalışmalara her geçen gün bir yenisini ekliyor. Özellikle son yıllarda yerli ve milli ilaç ile tıbbi cihazlara ağırlık veriliyor. Bu yıl 6.’sı gerçekleşen Türk Tıp Dünyası Kurultayı da sağlık alanında neler yapmak istediğimizi gözler önüne serdi.
Teması “Sağlıkta Biyoteknoloji Uygulamaları” olan kurultayda Türkiye’nin ilaç, tıbbi cihaz, aşı konusunda kendisini geliştirmesi üzerine konuşuldu. İlaç üretimine ve tanı yöntemlerine yön verecek bir projenin duyurusu ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapıldı.
Gelişmiş ülkelerde çalışmaları önceden başlayan ve Türkiye’de de ‘rüya proje’ olarak tabir edilen ‘Türkiye Genom Projesi’ 29 Ekim’de resmen başladı.
Proje çalışmalarının yürütüldüğü Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’ndan (TÜSEB) Türkiye Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman, ayrıntıları anlattı.
RÜYA PROJE GENOM İLE TÜRK İNSANIN GENETİK HARİTASI ÇIKARILACAK
Dünya üzerinde şu ana kadar binlerce insanın gen haritası çıkartıldı. Gen haritasının çıkartılması tıbbi araştırmaların geleceğini, hastalıkların nasıl tedavi edileceğini şekillendiren bir çalışma. Türk insanın genetik haritasının çıkartılmasıyla, başta muhtelif kanser türleri ve nadir hastalıklar olmak üzere pek çok durumun koruyucu, teşhis koydurucu ve tedavi edici yönüne dair sonuçlar elde edileceğini söyleyen Satman, yerli ve milli ilaç üretiminin de bu yönde şekilleneceğini hatta yurt dışına ihraç edilebileceğini de vurguladı.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ OLACAK
Genom projesi ile elde edilen veriler neticesinde hangi hastanın neye ihtiyacı olduğunun kolayca teşhis edilebileceğinin altını çizen Satman, kişiye özel tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlayacak proje ile nelerin hedeflendiğini şu şekilde anlattı:
GEN BOZUKLUKLARINDAN KAYNAKLANAN HASTALIKLAR TESPİT EDİLECEK
“Genom Projesi, Türkiye’de yaşayan insanların gen yapılarının haritalandırılması. Genetik yapılarıyla metobalizmayı, sağlık durumunu oluşturan etkileşimlerin bütünüyle araştırılmasını amaçlıyor. Geçtiğimiz yıl 100 sağlıklı insanın genom yapısı araştırıldı ve sonuçları bakanlığımıza sunuldu. Bu yıl da hastalıkların genetik olarak nasıl ortaya çıktıklarını öğrenmeye yönelik olarak TÜSEB tarafından Bireysel ve Dönüşümsel Tıp Uygulamalı İşbirliği Çağrısı yapılarak araştırmacılardan ve kurumlardan iş birliği istendi.
Çünkü genetik değişiklikler dünyada tanımlanan vakalarla sınırlı. Türkiye ile ilgili daha önce bir değerlendirme yapılmamışsa, ortaya çıkan hastalık durumunda hangi gende ne tür bir bozukluk olduğunu saptıyamıyorsunuz.
Birçok merkezden vaka toplanarak ve bunlar ciddi bir elden geçirilecek. Kanser, kronik ve nadir hastalık olmak üzere toplam 101 hastalık için başvuru aldık.
DÜNYA LİTERATÜRÜNE TÜRKİYE’DEN VAKA ÖRNEKLERİ GİRECEK
Belirlenen vakalar ile ilk olarak hangi genin hangi sırasında ve ne tür bir bozukluk olduğunu saptanacak. İkinci olarak gen bozukluğu ile metobolizma arasındaki etkileşimler ve gen bozukluğuyla ilaçlar arasındaki etkileşimleri ortaya çıkaracak bir takım alt genetik incelemeler yapılacak.
Böylece dünya literatürüne Türkiye’den vaka örnekleri de girebilecek. Gerekli incelemelerden sonra elde edilen verilerden yola çıkılarak hastalıklar için yeni ilaçlar geliştirmek veya yeni tanı kitleri geliştirmek gibi misyonlar var.
KENDİ İLAÇLARIMIZI ÜRETECEĞİZ
Şimdi projenin ikinci aşama olarak yıl sonunda 12 bin 500 kişi üzerinde çalışılmaya başlanılacak. Ayrıntılı olarak üst düzey incelemeler yapılacak. Bunların içerisine bazı sağlıklıları da alacağız. Hedefimiz bir kaç yıl içinde bunu 100 bin kişiye tamamlamak. Bu proje gelecek yıllarda sağlık alanında çığır açacak bir çalışma.
Hem hastalıkların teşhisi hem yeni tedavi olanaklarının bulunması hem de hastalıkların tanısı için yeni kitler geliştirilmesi açısından bize yararlı olacak bu çalışma. Bunun dışında aşılarımızı ve kendi tıbbi cihazlarımız geliştirmek gibi pekçok hedefimiz var.”
Öte yandan Türkiye Genom Projesi kapsamında 30 bin genom büyüklüğündeki veri merkezinin ilk bölümü, ocak ayında kullanıma açılacak. TÜSEB Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Türkez, Türkiye’de yerlileşme ve millileşmeyi sağlayabilecek sağlık Ar-Ge vizyonunu oluşturduklarını geçtiğimiz günlerde açıklamıştı. Proje kapsamında elde edilecek büyük datanın analizini yapacak ekipleri de TÜSEB’in yetiştirdiğini belirten Türkez, üçüncü etapta da elde edilecek dokuların saklanacağı ilk ulusal biyobankayı Ankara’da kuracaklarını anlattı. Prof. Dr. Türkez, hastalıkla ilgili bilgileri burada paylaşacaklarını söyleyerek, şöyle konuştu: “Analizlerden elde edilecek devasa bilgiler yine Türkiye’nin ilk ulusal veri merkezine gelecek. 30 bin genom büyüklüğündeki veri merkezimizin ilk bölümü ocak ayından itibaren kullanıma açacağız.”