Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda, kitapseverlerle bir araya geldi.
Fuarda, İnsan Yayınlarından çıkan, “Barbar, Modern, Medeni”nin yanı sıra “Ben, Öteki ve Ötesi” ile “İslamofobi” isimli kitaplarını imzalayan Kalın, Kuzey Makedonya Kültür Bakanı Hüsni İsmaili ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi ve konuk bakana imzaladığı kitabını armağan etti.
Gazetecilere açıklama yapan Kalın, kitapseverlerin büyük mesafeler katederek hem İstanbul’un uzak yerlerinden hem de çevre illerden gelmiş olmasının kitaba olan ilginin seviyesini gösterdiğini, İstanbul dışından da birçok okuyucuyla bir araya geldiklerini anlattı.
Kalın, okuyucularla sohbet etmenin, kitapla ilgili görüşleri paylaşmanın, okurların sorularını yanıtlamanın güzel olduğunu dile getirdi.
“Bir yazar için okuyucuyla bu şekilde buluşmak çok keyifli. Kitap bizi yeni ufuklara taşıyan, yeni bir maceradır, yeni bir yolculuktur” diyen Kalın, böyle bir iklimin içinde olmanın, kitapla, düşünceyle, yazarla, okuyucuyla buluşmanın çok keyif verici olduğunu söyledi.
“NİSAN AYINDA GELMESİ GEREKEN BİR TASARI NEDEN ŞİMDİ GELDİ?”
İbrahim Kalın, dün Dolmabahçe’de ABD Temsilciler Meclisi temsilcileriyle görüşmesine ilişkin soruya şu yanıtı verdi.
“ABD heyeti ile olan dünkü görüşmemizde özellikle ABD Temsilciler Meclisinden geçen iki tasarıyla ilgili tepkilerimizi ilettik. Bunların hem içerik hem zamanlama hem de siyasi konjonktür itibarıyla kabul edilemez olduğunu, Türk- Amerikan ilişkilerine bir katkı sağlamadığını ifade ettik. Ermeni tasarısı yıllardır gündeme getirilir. Normalde de bu nisan ayında gündeme taşınır. Hatta kendilerine de sordum ‘Bunu hiç düşündünüz mü? Normalde nisan ayında gelmesi gereken bir tasarı neden şimdi geldi?’ Üstelik 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk getirilmiş olması oldukça manidar. ‘Bunun Türk kamuoyunda yarattığı tepkinin farkında mısınız? Ayrıca Ermeni iddialarıyla ilgili hanginizin tarihi bir çalışması var? O dönemde burada soykırım yapılıyor diyen ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau’nun yazdıklarının gerçeklerle bir alakası olmadığını daha sonra İngiliz tarihçi Arnold Toynbee yazmıştı. Bernard Lewis gibi tarihçiler de yazmıştı ki bunlar bizim tarihçilerimiz değil. Bunlar Batılı tarihçiler, bunları incelediniz mi? Ayrıca Soykırım kelimesi 1944 yılında ihdas edilmiş bir kelime. İlk defa 1944’te kullanıldı Profesör Raphael Lemkin tarafından. Hukukun temel kuralıdır. Hukuk kuralları geriye doğru işletilmez. Bu da hukuki bir terim olduğu için 44’ten önce yaşanmış bir hadiseye nasıl uyguluyorsunuz? Hangi hukuki gerekçeyle? Üçüncü olarak bu konuda, tehcir hadisesinin soykırım olduğuna dair uluslararası bir mahkemenin verdiği herhangi bir karar yok. Dolayısıyla siz burada ABD Kongresinin bir alt kanadı olarak kendinizi mahkeme yerine koyup hüküm veriyorsunuz. Hatta bu konuların özgür bir şekilde tartışılmasının önünü alacak bir yasa tasarısını geçirmeye çalışıyorsunuz. O zaman fikir özgürlüğü nerede kaldı, bununla ilgili tarihi gerçekler nerede kaldı?’ Bunları kendilerine detaylı bir şekilde anlattık. Cumhurbaşkanımızın tehcir hadisesini, 1915 olaylarının aydınlatılması için tarihçiler komisyonu, ortak tarih komisyonu kurulması çağrısını yeniden ABD’li heyete hatırlattık ve bu çağrıya neden olumlu cevap verilmediği üzerine düşünülmesi gerektiğini de ifade ettim.”
“YPG’YE ABD YARDIMI TERÖRLE MÜCADELEYİ BALTALIYOR”
Barış Pınarı Harekatı ve iki tasarıyla ilgili Türkiye’nin pozisyonunun açık bir şekilde ABD’li heyetle paylaşıldığını vurgulayan Kalın, “Obama döneminden beri devam eden bu yanlış politikanın, yani YPG’yi orada silahlandırmanın özünde hatalı bir siyaset olduğunu, ikili ilişkilerimize zarar verdiği gibi terörle mücadeleyi de baltaladığını detaylarıyla anlattık” ifadelerini kullandı.
Kalın, şöyle devam etti:
“Hatta dün tam Tel Abyad’daki saldırıdan yaklaşık 1-1,5 saat sonraydı bizim görüşmemiz. Oradan gelen görüntüleri de onlara ekrandan yansıttık. ‘Bakın sizin desteklediğiniz, silahlandırdığınız, DEAŞ’e karşı bunlar olmazsa mücadele edemeyiz dediğiniz grup bugün Tel Abyad’ta bir pazar meydanını bombaladı. Burada 13 insan hayatını kaybetti, 20 kişi de yaralandı’. Bu görüntüleri kendileriyle paylaştık ve bu siyasetten vazgeçilmesi gerektiğini kongre üzerinden de bu vesileyle ilettik. Zaman zaman tatlı sert diyaloglarımız oldu ama neticede Kongre üyeleri de, Temsilciler Meclisi üyeleri de bu konuda daha fazla bilgilendirme ihtiyaçları olduğunu kabul etti. Bu konuda daha yakın temas ve iletişim içerisinde olma konusunda mutabık kaldık.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ABD ZİYARETİ
ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 13 Kasım’da ABD’ye daveti ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Kalın, sözlerini, “Cumhurbaşkanımız Temsilciler Meclisinden çıkan bu iki tasarıya binaen zihinde bazı soru işaretleri oluştuğunu ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımız Washington’a gitmiş olmak için gitmez. Orada ülkemizin çıkarları açısından somut neticeler alınması esastır. Bunu sağlayacak bir zemin var ise siyasi iklim buna müsait ise görüşmelerimizden Türk- Amerikan ilişkileri ve Türkiye’nin milli çıkarlarını ileriye taşıyacak neticelerin alınması söz konusu ise bu ziyaret tabii ki gerçekleşir. Önümüzdeki 1-2 gün içinde kendisi de son değerlendirmelerini yapıp bu konuda kararını verecek. Biz de inşallah yakın zamanda bunu kamuoyuyla paylaşacağız” diye tamamladı.