Bahadır ALEMDAR / Haber7
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamalarıyla beraber terör örgütü DEAŞ lideri Bağdi’nin İdlib’te yapılan operasyon sırasında üzerindeki canlı bomba yeleğini patlatarak öldüğü öğrenilmişti.
Operasyon dünya basınında gündeme otururken kafalarda da birçok soru işareti kaldı.
BRETT MCGURK’TAN SKANDAL SÖZLER
Operasyonla ilgili dış basında Türkiye’ye karşı bir karalama operasyonu başlatılırken son olarak ABD’nin eski DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Türkiye’ye yönelik küstah ithamlarda bulundu.
Brett McGurk, Washington Post gazetesinde yazdığı makalede “Türkiye’nin açıklaması gereken bazı şeyler var.” deyip Bağdadi’nin Türkiye’nin askeri gözlem noktalarının olduğu İdlib’de öldürülmesine atıfta bulundu. McGurk, ABD’nin operasyonu Türkiye’den habersiz gerçekleştirdiğini de iddia etti.
Brett McGurk, makalesinde yine Suriye’de gelişiminde katkı sağladığı terör örgütü YPG’yi savunarak, ABD’nin Suriye’de istihbarat için Türkiye’ye değil YPG’ye başvurmak zorunda kaldığını öne sürdü.
Tüm bu gelişmelerin ardından ”Bağdadi operasyonu Türkiye’ye yönelik bir tuzak olabilir mi?” sorusu akıllara gelmeye başladı.
Emniyet İstihbarat Eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Stratejist ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ve Milli Güvenlik Strateji Uzmanı İbrahim Keleş terör örgütü DEAŞ lideri Bağdadi’ye yönelik gerçekleştirilen operasyon ile ilgili Haber7‘ye çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Emniyet İstihbarat Eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu;
DEAŞ’ın kuruluşu şaibeli ilk olarak. Baktığınız zaman DEAŞ, ABD’nin Orta Doğu’ya müdahalesini meşrulaştıran bir terör örgütü. Maymuncuk gibi. Bu örgütün liderinin bir şekilde ortadan kaldırılması çok ciddi şüpheler doğurdu. Aynı Ladin operasyonu gibi, bunun da cesedinin denize atıldığı söyleniyor. Baktığınız zaman Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı ile hem Rusya hem ABD ile ciddi mutabakatlara varması ve güvenli bölgenin tesis edilmesiyle ABD mağlup oldu.
‘TÜRKİYE ABD NATO SİLAHLARI İLE TERÖR SALDIRILARININ HEDEFİ OLDU’
Türkiye ABD’nin azmettirdiği terörle uzun yıllardır mücadele ediyordu. YPG/PKK, DEAŞ Obama döneminde çıkmıştı. Türkiye bizzat ABD-NATO silahları ile gerçekleştirilen terör saldırılarına sahne oldu. Birçok vatandaşımız bu eylemlerde hayatını kaybetti. Türkiye bunu aştı. Dikkat edersek FETÖ’nün arka arkaya 3 teşebbüsü gerçekleşti, bunun arkasında hep ABD vardı. Türkiye askeri sanayide millileşti, sınır ötesinde başarı sağladı bu da terör örgütlerini rahatsız etti.
‘ABD KÜRTLERİ CİDDİ ANLAMDA KULLANIYOR’
ABD’li yetkililer ve senatörler soruyor, ‘Niye Türkiye ile savaşmayı bıraktınız?’ Türkiye ile savaşmak istemeyen bir ABD var. Anladığımız kadarıyla ABD, 50-60 yıldan beri o kadar çok 5. kol faaliyetlerine girmiş ki kendisi savaşmayı unutmuş Kendileri adına savaşacak örgütler yaratmışlar. DEAŞ’ın Orta Doğu’da oluşturulmasının sebebi İsrail’in amaçlarına hizmet idi. ABD Kürtleri ciddi anlamda kullanıyor. Hatırlayın, Barzani’ye tüm PKK unsurlarının başına geçmesi teklif edildi. Birkaç kanton birleştirildi ve bunlara özerklik ile ilgili eğitimler verildi. Bu Rojava projesini Türkiye’ye taşımaya çalıştılar.
‘TRUMP İLE PENTAGON ARASINDA CİDDİ MÜCADELE VAR’
Burada bir ABD’den de bahsedemeyiz. Trump ile Pentagon arasında ciddi mücadeleler var, birkaç ABD olduğunu görüyoruz. Trump’ın da ciddi bir şekilde Başkan Erdoğan’ı taklit ettiğini görüyoruz. Erdoğan’ın Türkiye’deki tüm vesayet odaklarına direndiğini görüyoruz. Türkiye bunları küresel emperyalist Batı ülkelerine rağmen yaptı. En son harekat ile Türkiye hem sahada hem masada var olduğunu ortaya koydu.
‘MOSSAD, ABD’NİN ÇOK CİDDİ AÇIKLARINI ELDE ETTİ’
Aslında ABD, YPG’yi terk etmişti. Bunlar çekilirken YPG’liler bunları taşlamışlardı. O zaman ABD’li üst düzey bir yetkili ”Biz YPG’yi DEAŞ ile mücadele etsinler diye destekledik. Biz Türklerle bunlar için savaşamayız” demişti. Fakat birdenbire fikir değiştirdiler. Ben bunu şuna bağlıyorum; ABD’nin YPG ile 8 senelik mesaisi var. Bunlar çok ciddi anlamda içli dışlı oldular. YPG ile İsrail arasında, YPG ile FETÖ arasında çok ciddi anlamda ilişkiler var. Burada anladığımız kadarıyla Mossad, YPG’ye bir takım destekler vermek suretiyle ABD’nin çok ciddi açıklarını elde etmişler. ABD zaten terörü destekleyen bir ülke ama daha vahim şeyler var ki ortada bundan çekiniyorlar diye düşünüyorum. Trump bile aynısını söyledi birdenbire Mazlum Kobani denen o vatan haininin öne çıkarılmasında çok açık bir şekilde şantaj yapıldığını düşünüyorum.
Mossad’ın şöyle bir özelliği var gizli servislerin içerisine çok ciddi anlamda sızabilen bir istihbarat servisidir. Burada Mossad’ın ABD’yi YPG ile ilişkilerinden dolayı çok ciddi anlamda uluslararası alanda, insan hakları konusunda çok sıkıntıya sokacak bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum.
‘TÜRKİYE’YE KARŞI BİR ALGI OPERASYONU DÜZENLEDİLER’
Bağdadi operasyonda Türkiye’nin sınırlarına 5 km yakında bu yapıldı. Bu operasyon sonrasında YPG’nin Türkiye aleyhine algı operasyonuna başladı. Türkiye ile DEAŞ arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Biz Türkiye olarak 4 bine yakın DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdik. Çok ciddi anlamda terörist yakalanıp ülkelerine gönderildi. ABD’nin böyle bir derdi yok. ABD, DEAŞ’ı kuran devlettir. Bu operasyonda Türkiye’ye karşı bir algı operasyonu düzenlediler.
‘ABD BAĞDADİ’Yİ ORAYA ÖLDÜRÜP GETİRDİ, GÖRÜNTÜLER YOK’
Baktığınızda Trump’ın Türkiye’ye Rusya’ya teşekkürü bu etkiyi biraz kırdı. Burada esas mesele ABD sahadan silinmişti ama yarın anayasa komisyonu toplanacak. Bağdadi’nin ABD’de tutuklandığını, Irak’ta birtakım kamplarda kaldığı, istihbarat servisleri ile ciddi bağlantılar kurduğu biliniyor. ABD, Suriye’deki anayasa komisyonu çalışmalarında ve bölgenin geleceğine söz sahibi olmak istiyor, müdahale etmek istiyor.
Bunlar oraya DEAŞ terör örgütü lideri Bağdadi’yi oraya öldürüp getirdi. Bu operasyonla ilgili bir görüntü yok. Bütün dünya kamuoyu ABD’yi biliyor. ABD’nin bu konuda sabıkası var. ABD şuanda haydut bir devlet.
Terör örgütlerini kuruyor terör örgütlerini hedef koyduğu ülkelerde eylem yaptırmaya zorluyor. ABD’nin yıllarca çalıştırdığı YPG, Türk ordusunun karşısında 3 saat duramadı…
ABDULLAH AĞAR: BATI DÜNYASI HER TÜRLÜ ARGÜMANI DEVREYE KOYUYOR
Stratejist ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar;
Temel mesele şu; Batı dünyası Türkiye ile ilgili sistematik bir proje geliştirmiş durumda. Bu projenin içinde Türkiye’yi de etkisi altına alacak bir Kürt devleti meselesi var. PKK üzerinden tekli veya çok parçalı. Şimdi Türkiye buna karşı mücadele ettikçe Batı dünyası da her türlü argümanı devreye koyuyor. Bu temel sistematik proje içerisinde bu terör örgütü DEAŞ’ın liderinin yakalanması veya öldürülmesiyle ilgili bir konumlandırma yapabiliriz.
‘AĞZINLA KUŞ TUTSAN SENİN TARAFINDA OLMAYACAKLAR’
Yani bu saatten sonra sen ağzınla kuş tutsan dahi senin tarafında yer almayacaklar. Çünkü sen onun DEAŞ krizine kadar 2014’e kadar asimetrik olarak beslediği ve büyüttüğü 2014’ten sonra DEAŞ’ın ortaya çıkmasıyla beraber doğrusal olarak desteklemeye başladığı ve bir devlet kurma süreçleri yaşatmış olduğu YPG/PKK’ya karşı operasyon yapıyorsun yani onun küresel dizaynına engel olmaya çalışıyorsun. Bu denklem içerisinde DEAŞ’ın liderini sen yakalayıp ellerine teslim etsen dahi bunu ‘sen yaptın’ demeyecekler bunu ‘YPG/PKK yaptı’ diyecekler.
‘YPG/PKK ONLARIN MENFAALETİNE HİZMET EDEN BİR TERÖR ÖRGÜTÜ TÜRKİYE İSE…’
Türkiye’ye karşı büyük derecede aymazlık, hoşgörüsüzlük ve karşıtlık var. YPG/PKK her türlü insanlık suçunu işler her türlü etnik radikalizmin altına imza atar, etkili olduğu topraklarda her türlü yasa dışı suçu işler, DEAŞ’la iş birliği yapar, tehdit eder ama ona hiçbir şey demezler onu parlatmaya devam ederler.
Çünkü YPG/PKK onların hedef ve menfaatlerine hizmet eden bir örgüt Türkiye ise onların dizaynına ve kurgusuna karşı ülkesini vatanını koruyan bir devlet. Böyle olunca YPG/PKK ile ilgili meselelerde tamamıyla sen ne kadar haklı olursan ol YPG/PKK’ya arka çıkacaklar. DEAŞ ile ilgili en sert mücadeleyi en yoğun mücadeleyi sen yapmış olduğun halde seni DEAŞ ile işbirliği yapmakla suçlayacaklar. Bu böyle bir gerçek.
‘BU BİR MÜCADELE’
Bu gerçek için Türkiye mücadelesini yaparak kendi milli tezini bu YPG/PKK’yı doğrusal DEAŞ’ı da asimetrik olarak kullanan Batı dünyasına karşı kendi milli tezini yapmış olduğu mücadeleyle jeopolitik kartlarını, inisiyatiflerini kullanarak kabul ettirmek zorunda. Bu bir mücadeledir. Bu savaşın içerisinde sen ve sana rakip olan eksen sürekli sana karşı her türlü doğrusal, asimetrik saldırıyı gerçekleştirir. Her katmandan her eksenden her kavramdan her değerden her ilkeden ve de her eylemden her olaydan. Burada senin doğruları yapmış olmanın onlar için bir anlam ve önemi yoktur. Burada onlar için önemli olan onların hedef ve menfaatlerine ne kadar hizmet ettiğindir. Eğer onların hedef ve menfaatlerine hizmet etmiş olsaydın şuan Türkiye’yi yine pohpohluyorlardı.
Türkiye’yi DEAŞ ile işbirliği yapan radikalizmi destekleyen bir ülke olarak lanse ediyorlar bu noktada şöyle bir cümle kurmak lazım; Bizim üzerimizden laik ve seküler gömleği çıkartıp marksist, leninist, emperyalist örgütün sırtına giydirerek onlara bir rol biçiyorlar. Bizi de sorunun bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Çünkü Ortadoğu böyle bir yer zaten. Bu devletin temelleri çok güçlü atılmıştır. Ama ne yazık ki, bizim de burada yapmış olduğumuz hatalar yok değil.
İBRAHİM KELEŞ: KAFA KARIŞTIRICI SÖYLEMLER DOĞRU BİLDİKLERİMİZİ DEĞİŞTİRMEZ
Milli Güvenlik Strateji Uzmanı İbrahim Keleş;
ABD yetkilileri ile başkanının sözü birbirinden farklı olabiliyor. Askeri bürokratların ve dışişleri bürokratlarının da farklı konuşmalarını biz her zaman duyuyoruz. Bunlar şaşırtıcı değil.
Sınırımıza çok yakın bir noktada, yaklaşık 16 km uzaklıkta gerçekleştirilen bu operasyonda Türkiye’den destek aldıklarını Başkan açıkladı. Dolayısıyla kafa karıştırıcı söylemler, doğru bildiklerimizi değiştirmez.
‘ABD’NİN KAFA KARIŞIKLIĞI HİÇ ŞAŞIRTICI DEĞİL, SÜRPRİZ DE DEĞİL’
Nihayetinde, DEAŞ’ın Türkiye’ye karşı da çok zalim eylemleri oldu. İstanbul, Ankara, Gaziantep’teki terör eylemlerinde biz onca insanımızı kaybettik. Bu noktada, Türkiye’nin ABD’nin operasyonuna destek vermesi mantıklıdır. Ayrıca biz Fırat Kalkanı Harekatı’nı da DEAŞ’a karşı düzenledik ve oradan onları temizledik. ABD’nin kafa karışıklığı hiç şaşırtıcı değil, sürpriz de değil.
‘BUNLARIN AĞZINDAN TÜRKİYE’NİN LEHİNE BİR CÜMLE DUYMAK PEK MÜMKÜN DEĞİL’
ABD bir noktada araya sıkışmış durumda. Brett McGurk 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ’cülerin tutuklanmasının ardından bir açıklama yapmıştı. ”İncirlik’te beraber çalıştığımız askerler tutuklanıyor ve gözaltına alınıyor” demişti. Bunların ağzından Türkiye’nin lehine bir cümle duymamız pek mümkün değil. Kendilerinden bekleneni yapıyorlar.
Neticede bu operasyon gerçekleşmiştir. Türkiye için de kıymetli bir operasyondur. ”YPG’yle birlikte operasyonu yürüttük” açıklamaları ve Türkiye’ye bir suç unsuru bulmaları çok zorlamadır.
‘BİZ DOĞRU BİLDİĞİMİZ NEYSE ONU YAPTIK’
YPG de DEAŞ da ABD’nin elindeki iki tane kukla örgüt. YPG ve DEAŞ’ın zaman zaman nasıl birlikte hareket ettiklerini gördük. Özellikle son olarak Barış Pınarı Harekatı’nda DEAŞ’lıları böyle misafirhane gibi donanımlı bir yerde tuttuklarını, sonra da onları serbest bıraktıklarını gördük. O nedenle biz doğru bildiğimiz neyse onu yaptık.
‘TÜRKİYE’Yİ BUNUN DIŞINDA TUTMAK ABD’NİN ÇOK LEHİNE DEĞİL’
Devletler arası istihbarat paylaşımında bulunulmuş olabilir. Trump zaten bu şekilde söyledi. ”Türkiye’nin desteği vardı ve harikaydı” diye bir açıklaması var. Türkiye’nin bu noktadaki desteğini kimse yok saymamalı. Ortada bir başarı varsa Türkiye’yi bunun dışında tutmak ABD’nin de çok lehine değil. Brett McGurk gibi kişiler Trump tarafında değil de daha ziyade Trump karşıtlarının sözcülüğünü yapıyorlar. Onun çok da ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyorum. Burada Başkan Trump’ın sözünü ciddiye almak daha yerinde olur.
‘ORADA ABD’NİN MENFAATLERİ BİTMEDİKÇE, TERÖR ÖRGÜTLERİ BİTMEZ’
Bu operasyonu her kim yaptıysa yaptı; fakat neticesine baktığımızda bu operasyonun Türkiye’nin yakınında yapılmış olması Türkiye’nin de dahli olduğunu gösteriyor. Türkiye bu konuda bilgi alışverişinde bulunmuş olabilir ona birşey diyemiyoruz tabii. Bizim de terör örgütü olarak kabul ettiğimiz DEAŞ’ın başındakinin temizlenmesi Türkiye için de iyidir. Fakat, DEAŞ Bağdadi’nin öldürülmesiyle biter mi, hiç zannetmiyorum. Yerine bir başkasını koyarlar yine. ABD’nin Orta Doğu’daki menfaatleri bitmedikçe, o bölgede terör örgütleri bitmez.