Haber7.com / Özel Haber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye meselesini görüşmek üzere Rusya Devlet Başkanı Putin’in daveti üzerine Rusya’ya gitti. Bu kritik görüşmenin öncesini uzmanlar Haber7.com’a değerlendirdi.
Stratejist ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar
“Sürecin sonuçlanmasını beklemeye gerek yok. Burada önemli olan bu noktadan sonra nasıl bir tepki ortaya konulacağıdır. Şuan Resulayn ile Aynel Arap arasındaki alanda istikrar çalışmaları devam ediyor. Bu alanın dışındaki alanlar ne olacak. Güvenli bölge tanımlaması içerisindeki YPG/PKK’nın hala varlık ürettiği ve toplumu istismar ettiği, hem ideolojik, hem demografik olarak etkilediği görülüyor. Ayn’el Arab (Kobani), Derbesiye, Amude, Kamışlı, Malikiye ve Haseke başta olmak üzere buradaki YPG varlığı ne olacak? Bu son derece önemli bir konu. Bu, Sayın Erdoğan ve Putin’in masasında konuşulacak en önemli konuların başında geliyor. 20 millik alanın altındaki 40 bin kilometrekarede varlığını devam ettiren YPG/PKK ne olacak? Bu Suriye’nin uniter yapısını bozuyor. Suriye kantoner bir yapıya bürünürse veya parçalanırsa, bu Türkiye’yi doğrudan doğruya etkileyecek. Ya kantoner yapı Türkiye’ye dayatılacak ya da parçalanmış Suriye’nin ürettiği riskler doğrudan Türkiye’yi etkileyecek.
“TÜRKİYE’NİN KANINI ZEHİRLEME RİSKİ VAR”
Hem sınırımızın dibindeki yerler ve sınırın altındaki YPG/PKK’nın gasbında tutulan alan. Burası doğrudan veya dolaylı Türkiye’nin istikrarını bozacak tehdit üretiyor. Suriye’nin dibindeki olası meskun mahaller üzerinden Türkiye’nin kanını zehirleme riski üretiyor. Diğer taraftan Irak’taki tartışmalı bölgelere sirayet edip, mesela Musul, Kerkük, Telafer gibi yerlerde ve Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim bölgesindeki varlığı ile beraber Irak’ı parçalama tehdidi üretiyor. Bu görüşmeden çıkacak karar ve prensipler ve sahadaki etkisi çok önemli. Mesele devam ediyor, 120’ye 132 kilometrelik bir alan.
“ABD’NİN ONLARI HİMAYESİ ENGELLENMELİ”
Böyle bir fotoğraf var. Bu görüşme çok önem taşıyor. Bu etkinin ABD’yi nasıl etkileyeceği de önemli. Bir sürü hikaye var bunun karşısında. ABD bizim burada Kamışlı ile, Haseke ile, Münbiç ile uğraşacağımız bir denklem bırakıp YPG/PKK’ya konsantre olmamızı engellemeye çalıştığı bir sorunla baş başa bırakarak bir adım geriye gitti. YPG/PKK’nın var olduğu alanlar ile ilgili konsantrasyonumuzu yitirmememiz lazım. ABD’nin burada onları himaye etmesini engellemek zorunda. Mesele sadece güvenli bölgenin temizlenmesi değil. YPG/PKK’yı gözden uzakta tutmaya çalışıyor. Orada Suriye’yi parçalayacak bir fotoğraf var. Bu son derece önemli.”
Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin
Türkiye’nin girdiği bölge, baktığımızda Tel Abyad ile Cerablus arasında 120 km genişliğinde ve 35 km derinliğinde bir bölge. Bu bölge güvenli bölge olmak için yeterli değil. Bu bölgenin sınırlarının doğuya doğru Kamışlı’dan itibaren Irak sınırına kadar, batıya doğru Cerablus’a kadar ulaşması gerekiyor. Menbiç’in de kontrol altına alınması gerekiyor. Buralarda Rus askerleri var ve rejim birlikleri var. Aynı şekilde, Kamışlı’ya baktığımızda da orada da rejim birlikleri var. Buralarda da hala YPG var. Buraların kontrolü için Ruslar ile işbirliği yapılması gerek. Tabi Türkiye burada tek başına da hareket edebilir ama bu diğer ülkeler tarafından tepki yaratır. Bu tepkiyi azaltmak için ve Ruslar ile işbirliği yaparak buraların kontrolü mümkün olabilir. Birinci öncelik harekatın doğuya ve batıya uzatılması. Belki hiç sorun çıkmadan da bu bölgeler alınabilir. Belki Ruslar bu konularda bazı kısıtlamalar koyabilir. İkinci konu, İdlib. Bu bakımdan da bu görüşme önemli.
BÖYLE BİR TEKLİF TERÖR DEVLETİNİ KURAR
Üçüncü konu, 35 km derinliğine indik. YPG Rakka Deyrizor hattına çekildi. Bu hatile bizim güvenli bölge sınırlarının bittiği alan arasında kim yerleşecek. Bu da önemli. BM’nin belirlediği ülkeler bulunsun diyenler var. Sanıyorum Almanların bir teklifi var, güvenli bölge NATO birliklerinin koalisyonunda olsun diyorlar. Böyle bir şey olması demek, o bölgede bir terör devletinin kurulması anlamına gelir. Türkiye’nin bunun kabul edeceğini düşünmüyorum. Sayın Çavuşoğlu da, Suriye sorunun çözümü artık askeri değil siyasi çözümdür dediğini de biliyoruz. Cenevre’de başlayacak anayasa çalışmaları ile ilgili de görüşmede konuşmaların yer alacağını düşünüyorum.
Gazeteci – Yazar Nedret Ersanel
“Saat 22’ye kadar hem ABD’liler hem PKK’lılar tıpış tıpış çekilecekler. İkisi de çekilecek, yapacak hiçbir şey yok. Bunlar buralarda artıklarını bırakırlarsa da Türkiye vurur, bu çok net. Bunu anlamış durumdalar. Bizim TV’ler heyecana meraklılar ama meseleyi o kadar büyütmeye gerek yok, ikisi de çekiliyor. Bundan sonraki kısım Rusya ile ilgili. Şimdi, ABD geride şöyle bir miras bırakıyor. Siz baş başa kaldığınızda aranızda sorun çıkacak diyor. Sonuçta Türkiye Suriye’de büyük bir toprak parçasının üzerinde şuanda ve bu genişleyecek. Güvenli bölge dediğimiz bu.
“RUSYA HEP BERABER ÇÖZÜM YOLUNU SEÇECEKTİR”
Bu bölgede Rusya, Türkiye, İran ve Şam yönetimi arasında problem çıkacağını düşünüyor ve buna kuvvetle ihtimal veriyor. Bize böyle bir mayınlı miras bıraktı. Bir yandan bu akşam 22’yi bekliyoruz, bir yanda da Rusya’daki görüşmeyi bekliyoruz. Aslında bu akşam saat 22’de sadece süre bitmiş olmayacak Rusya ve Türkiye arasındaki iletişim de belli olacak. Güvenli bölge alanı içerisinde Rusya’nın ve Şam askerinin bulunduğu bölge var, burada bir sorun çıkacaktır diyorlar. İkincisi Rusya Türkiye’ye Şam yönetimini tanıtmak istiyor. Nitekim biraz önce, Kremlin Türkiye’nin burada kalması için biz izin veremeyiz, Şam verir diyor. Yani burada kalmak için bizimle değil Şam ile görüşün diyor. İlk olarak Rusya ne derse Şam onu yapar. Şuan yaşanan durumda kimse Rusya’dan izin istemiyor. Ama bunu Türkiye meydan okumak için söylemiyor. Şudur mesele, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin bir momentumu var. Bu çok büyük bir momentum. Rusya meseleyi buraya kadar getirmişken hep birlikte halletmek yolunu seçecektir. Bu akşam her iki konununda müspet sonuçlanacağını düşünüyorum”
Rusya Devlet Başkanlığı Akademisi Resmî temsilcisi Talat Çetin:
Ön görüşme öncesinde yapılan kısa basın açıklamasında, iyi niyet ve görüşmenin amacı bildirildi. Şimdi, burada öncelikle geçmişte Türkiye ve Rusya’nın ulusal güvenliklerinin aynı olduğunu söylemiştik. Şimdi bir kez daha aynı noktadayız. Nasıl ki güvenli bölge konusunda Türkiye’ye yeşil ışık yaktıysa, terör operasyonlarında hava sahasını açtıysa hem birinci hem ikinci operasyonda, Barış Pınarı operasyonunda da son görüşme Putin ile yapılmıştı. Türk ve dünya basınında çıkan, ABD çekilirse Rusya yerini alacak, terör örgütünün yeni sahibi Rusya olacak haberlerinin yanlış olduğunu görecekler. Rusya asla asırlık Türk imparatolruğunu, kültürünü ve ilişkilerini bir terör örgütüne değişmez, yapısı gereği de terör örgütleri ile birlikte olmaz. ABD’de olduğu gibi örgütleri kurup yöneten, maaş bağlayan yapı Türkiye’de olmadığı gibi Rusya’da da yok.
“PUTİN VE ERDOĞAN ANLAŞACAKTIR”
Bugünün DEAŞ’ı ne ise, PKK’nın ve PYD’nin ondan beter olduğunu belirtmek lazım. Rusya her ne kadar bu örgütleri terör örgütü listesine almadıysa da yapılan her saldırıda baş sağlığı dilemiş ve terör saldırısı olduğunu kabul etmişti. Rusya’nın aynı tavrını sürdüreceğini düşünüyorum. Rusya İdlib’te Türkiye’ye ne kadar güvendiyse Menbiç’te de Fırat’ın doğusunda da Türkiye’ye güvenmeye devam edecek. Çünkü Rusya’nın çıkarları Türkiye’ye güvenmekten geçer. Çünkü Rusya bölgede varsa, Rusya’nın bölgede güveneceği kara gücü Türk askeridir. Sayın devlet başkanı Erdoğan ve Putin bu konuda anlaşacaktır. Asıl dikkat çeken ise, bu akşam bitecek olan süredir. Terör örgütünün bölgeden çekilmediğini görüyoruz. ABD’nin 2018’in Aralık ayında çekiliyoruz dediği Fırat’ın doğusuna Türkiye 10 ay sonra girince en yüksek devlet memurlarını gönderip PYD çekilecek demelerinin, örgütün ABD’yi, ABD’nin örgütü sattığını gösterir. Türkiye verdiği süre bitince operasyonu devam mı ettirecek, yeni bir güvence mi isteyecek göreceğiz. Operasyona verilen moladan Rusya memnun olmuştu. Bölgede terör ile mücadeleyi destekliyoruz demişti. Gördüğünüz gibi terör örgütü ABD askerlerinin çekilmesini taşlayarak karşılamış ve kendisi de çekilmemiştir. Erdoğan Putin görüşmesinden terör ile sonuna kadar mücadele çıkacaktır. Bugün ABD DEAŞ’ı bitirdik dese de ABD’nin herhangi bir DEAŞ mensubunu imha ettiği görülmemiştir. ABD’nin gönderdiği taşeron maaşlı örgütleri Türkiye ve Rusya bitirmişti. Doğunun kaderi Batı’ya tampon olan Rusya ve Türkiye’dir. Doğu’nun namusu Rusya ve Türkiye’dir. Bunların başına gelen doğuya gelir. Doğunun iki aslan ülkesi bu konuda işbirliği yapacaktır.
Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar
“Günün sonunda Türkiye ve Rusya’nın anlaşacağını düşünüyorum. Güvenli bölge meselesinde daha ABD ile anlaşma sağlanmamışken Suriye’nin toprak bütünlüğüne katkı sağlayacağını söyleyen Putin’di. Bu toplantı öncesinde Macron’un araya girmesi, Putin’i araması, ek süre gibi meseleler var fakat Türkiye bu konuda çok net. Tel Abyad ve Rasulayn işi tamam. Dört önemli nokta var. Münbiç, Ayn el Arap, Haseke, Kamışlı. Bu bölgeleri de Rusya ile konuşacağız. Sahada iki ülke kaldı; Rusya ve Türkiye. Bundan sonra bir süre daha bu terör örgütünün saydığım 4 bölgeden çıkması için çalışmalar yapılacaktır. Uğraşacağız, bu konuda bir çaba içerisine gireceğiz. Rusya belki de bu bölgelerde rejim olsun diyebilir. Türkiye’nin bu konuda bir sıkıntısı yok. Tek derdimiz bölgede terör örgütlerinin çıkarılmasıdır. En önemli noktalardan biri de şu; sonuçta Türkiye bir an evvel anayasal sürecin tamamlanması için de çalışacak. Sahada güçlü Türkiye’nin bütün bu kazanımlarını masaya yansıttığını gördük. Rusya görüşmesinde de aynısını göreceğiz.”