İşte Taha Dağlı’nın o yazısı;
ABD Başkanı Trump, PKK terör örgütünü yüz üstü bıraktı.
Bu durum en çok İsrail’in ağrına gitti.
İsrail’de Eylül ayında yenilenen seçim sonrası hükümet kala kurulamadı.
Koalisyonu oluşturmaya çalışan mevcut Başbakan Netanyahu, Trump’ın PKK’yı ortada bırakan hamlesine karşı PKK’ya yardım yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Netanyahu’nun “PKK-PYD’ye yardım” açıklaması ne anlama geliyor?
İsrail terör örgütüne ne çeşit bir yardım yapmayı planlıyor?
Bu konuda İsrailli üst düzey bir yetkili lafı hiç eğip bükmedi.
“ABD ortada bıraktıysa biz sahip çıkarız” dercesine “İsrail olarak Türk askerlerine karşı askeri bir eylemde bulunamayız ama Türk askerine karşı Kürtlere (PKK-PYD-SDG teröristlerini kast ediyor) silah sağlamak başta olmak üzere farklı destekler verebiliriz” dedi.
Adını gizli tutan o İsrailli üst düzey yetkili, “Türk askerine karşı PKK’ya silah desteği veririz” duyurusunu, Suudi Arabistan sermayesiyle İngiliz markası altında kurulan Independent gazetesinin Arapça yayın organına verdiği röportajda yaptı.
MOSSAD AJANLARI 2004’TE SURİYE’DE PYD’LİLERİ EĞİTİYORDU
Dahası var.
İsrail’in Mossad üzerinden Suriye’nin kuzeyinde PYD-PKK teröristlerini yıllardır eğittiği biliniyor.
2004 yılında New Yorker dergisinde bir makale yazan gazeteci Seymour Hersh, bu durumu çok net bir şekilde ayrıntılarıyla dile getirmiş, Mossad ajanlarının bugün Türk askerinin operasyon yaptığı Fırat’ın doğusundaki PYD teröristlerini silahlandırıp, komando eğitiminden geçirdiğini yazmıştı.
Netanyahu koalisyon kurmaya çalışırken, kendine direnen güçlü bir muhalefet var.
Muhalefet en çok da Netanyahu’yu Trump’a güvenmekle suçluyor.
İSRAİL: “TRUMP YOKSA BİZ KENDİMİZİ YAPARIZ” DİYOR
Bu konuda iki Trump vakası var.
Biri ABD Başkanının İran’la girdiği onca söz düellosu ve gerginliğe rağmen Tahran’la arayı bulma girişimleri.
Diğeri de Türkiye’nin yoğun kararlılığı sonrası PKK’yı ortada bırakıp, Barış Pınarı harekatının önünü açması.
İsrail bu iki meseleden dolayı Trump’a öfkeli.
Netanyahu’ya da “bak o kadar güvendiğin dostun Trump, hepimizi nasıl sattı” diye tepkili.
Netanyahu, Trump’la olan yakın işbirliği çerçevesinde Kudüs ve Golan’ı bizzat talep etmiş, ABD Başkanı da onun bu ricalarını kırmayıp, hem Kudüs’ün hem de Golan’ın ilhaklarını içeren kararnameleri imzalamıştı.
İkilinin bir de yüzyılın anlaşması adlı projenin baş aktörleri oldukları da biliniyordu.
Jerusalem Post gazetesinde Cuma günü yayınlanan baş makalede, Netanyahu’ya “İsrail’de başbakanlık yapabilmek için artık Trump’tan stratejik faydalar talep etmeyi bırak” diye seslenildi.
Gazete Netanyahu’nun Trump konusunda gereken dersi almasının şart olduğunu savundu ve İsrail Başbakanını “Trump nasıl Kürtleri ortada bıraktıysa İsrail’i de bırakabilir” diye uyardı.
Netanyahu ise PKK’ya silah desteği meselesini bu uyarıların artmasıyla iyice gündemine aldı.
Ve ABD olmasa da “kendi başımızın çaresine bakmalıyız” noktasına geldi.
PKK konusunda Netanyahu’nun muhalifleri de aynı görüşte.
Irkçı parti lideri eski eğitim bakanı Naftali Bennett, PKK’lıları kast ederek “onlara dua ediyoruz” demiş, “ABD dostumuz olmasına rağmen kendi işimizi kendimiz görmeliyiz” diyerek Netanyahu’nun Trump’la dostluğunu da üstü kapalı şekilde eleştiren bir açıklama yapmıştı.
ROTHSCHILD’LER DE PKK’YA SAHİP ÇIKTI
PKK terör devleti İsrail için bir öncelik. En büyük destekçileri ise dünya genelindeki Siyonistler.
ABD Başkanı Trump’ın faizler konusunda FED’i baskı altında tutmasına tepki gösteren Siyonist Rothschild ailesinin üyesi olan David Rothschild, ABD Başkanına “kapa çeneni aptal” diye hakaret etmişti.
Aynı David Rothschild, Trump’ın PKK’yı ortada bırakan hamlesine de çok sert tepkiler gösterdi.
(David Rothschild: Başkan Trump, sadece ABD askerlerine Suriye’den çıkmayı önermedi, aynı zamanda Türklerin müttefiklerimizi katletmelerini ve IŞİD askerlerini serbest bırakmalarını istedi.)
Rotschild’lerin Trump’a yönelik tepkileri, kendi damadı ve çalışma ekibinin neredeyse tamamı Siyonist ve evanjelist olan ABD Başkanını temize çıkarmaz.
Ama küreselcilerin hanedanlar arasında Trump kaynaklı kriz yaşadığı da bir gerçek.
Trump sermaye meselelerinde küreselcileri karşısına alırken “büyük İsrail” projelerinde attığı adımlarla hep İsrail’in yanında durmuştu.
Bu kez PKK’yı sırtından vurunca baltayı da biraz taşa vurmuş oldu aslında.
Çünkü Siyonistlerin yıllardır Irak-Suriye kuzeyinde Kürt devleti adı altında PKK terör örgütünü yapılandırma girişimleri Türkiye’nin operasyonuyla ciddi şekilde yara aldı.
(David Rothschild: Trump Tower İstanbul’un yeni binası ya da Türkler, Kürtlerin kanı karşılığında Trump ailesine ne verdiyse…)
PKK TERÖR DEVLETİ DEMEK İKİNCİ İSRAİL DEMEK
Peki İsrail neden Suriye’de PKK terör devletinde bu kadar ısrarlı?
İsrail adalet bakanı Ayalet Shaked “Suriye’nin kuzeyinde devlet kurulması İsrail’in güvenliği için önceliktir” diyerek, bunu özetliyor.
Geçen hafta Newsweek dergisine konuşan üst düzey Pentagon yetkilisi de PKK’yı desteklemelerinin çok önemli olduğunu vurgulayıp, PKK’ya devlet kurdurmaları halinde bunun ikinci İsrail olacağını söylemişti.
Yani PKK terör devleti demek ikinci İsrail demek oluyor.
Bunun İsrail için faydalarına gelince.
En başta petrol.
Çünkü İsrail, petrolünün yüzde 77’sini Irak’ın kuzeyinden alıyor.
Suriye’nin kuzeyiyle birleşen ve başında PKK terör örgütünün bulunduğu bir koridor, İsrail için “direk-aracısız petrol” anlamına geliyor.
Ve tabi ki İsrail’in güvenliği.
Her ne kadar başta Mısır olmak üzere Körfez ülkeleri ve çevredeki bir çok Arap ülkesini, yönetici bazında kontrol altında tutuyor olsalar da İsrail için Arap’tan ziyade en önemli bölgesel müttefik bölgede kurdurmayı planladıkları Kürt devletinden başkası değil.
Arapların istikrarsızlaştırılması, Arap ülkelerinin parçalara bölünmesi, içlerinde de PKK devleti çıkması, İsrail’in en çok arzu ettiği şey. Bunun devamında da elbette “vaat edilmiş topraklar” yalanıyla oluşturulması planlanan “büyük İsrail” var.