İbrahim Can – Haber7
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyonu öncesinde ABD bölgedeki üslerden çekileceğini duyurdu. ABD Başkanı Trump da, PKK/YPG’ye yaptıkları desteklerle ilgili itiraf niteliğinde açıklamalar yaptı. Uzmanlara, Trump’ın açıklamalarının ne anlama geldiğini sorduk.
Eski Milletvekili, eğitimci-yazar Ömer Vehbi Hatipoğlu:
“KÜRTLERİN TEK DOSTU TÜRKİYE CUMHURİYETİ”
Barzani’nin Peşmergeleri Kobani’ye girerken, orada toplanan HDP yanlıları Biji Serok Obama diye slogan atıyorlardı. O sırada ben Haber7’de yayınlanan yazımda demiştim ki bugün bunu diyenler yarın emperyalist güçlerin gençleri nasıl kullandığını görünce acaba ne diyecekler. ABD yüz yıldır önce Saddam’a karşı Kürtleri ayaklandırıp sonra ölüme terk etmiştir. Emperyalizm bu topraklarda Türk’ü de Kürt’ü de Arap’ı da sevmez. Ümit ederim ki emperyalistin kucağına iten HDP zihniyeti yaptıkları korkunç zihniyetin farkına varırlar.
Trump Kürtleri paralı asker gibi kullandığını ifade etmektedir. Bu bölgede yaşayan Kürtler, tek dostlarının Türkiye Cumhuriyeti olduklarının bilincine vardığı gün barış tesis eder.
“PARA VERDİK DİYEREK İTİRAFTA BULUNUYOR”
Trump biz Kürtlere para verdik ve Türkiye’ye karşı kullandılar diyerek tarihi bir itirafta bulunmuş oluyor. Bu aslında Trump ve ABD’nin uluslararası mahkemede yargılanmasına yol açabilecek ciddiyette bir itiraftır. Suriye’de şehit olan Türk güvenlik güçlerinin, ABD tarafından silahlandırılmış bir güç tarafından şehit edildiği itiraf etmiş oluyor. Sayısız lekelerden biri olarak tarihteki yerini almış oluyor. ABD’nin insanlık adına, demokrasi adına eylemde bulunduğunu ifade eden ikiyüzlülüğü ortaay çıkarmış oluyor.
Trump’ın manevra kabiliyeti kalmamıştır. Tabii ABD derin devletini çok fazla bağlamıyor bu açıklamalar. Bir değil birden çok Amerika var. Trump’ın Amerika’sı var. Pentagon’un, Kongre’nin Amerika’sı var. Dolayısıyla Türkiye rehavete kapılmamalı. ABD’nin askerlerini operasyon bölgesinden geri çekmesinin Türkiye’ye dostluk göstergesi olduğu kanaatini taşımıyorum. ABD derin devletinin Türkiye içinde bazı provokasyonlar.
Milli Güvenlik Strateji Uzmanı İbrahim Keleş:
“PKK, AMERİKA’DAN ÇIKARLARI İÇİN BİR ŞEY İSTİYOR”
Amerika geçtiğimiz Aralık ayında da o açıklamayı yapmıştı. Ancak Amerika deyince sadece Başkanlığı düşünmemek lazım. Pentagon var, Dışişleri Bakanlığı var. Oralardan da farklı sesler gelebilir. Bir yıl önce çekileceğini açıklayan Amerika çekilemedi hala. Münbiç’te bize verdiği sözleri de bürokratik engeller nedeniyle gerçekleştiremedi.
Amerika şu cevabı verebilir aslında: Sana 30 bin TIR dolusu silah gönderdim. Ordu kurmanı sağladım. Para da veriyorum. Daha ne istiyorsun da diyebilir. Aslında Amerika PKK’yı yalnız bırakmaz. PKK buna rağmen hala Amerika’dan bir şey talep ediyorsa, çıkarları nedeniyle istiyor.
“PKK, AMERİKA İÇİN TUVALET KAĞIDI”
Amerika da bir tercih durumunda kaldı. Ya 60 senelik müttefikiyle yola gidecek ya da terör örgütüyle yola gidecek. PKK’yla ilişkilerini kesmedi ama bir noktada da Türkiye ile baş başa bıraktı. Aynısını Zeytin Dalı Harekatı’nda da yapmıştı ve PKK da aynı açıklamayı yapmıştı. Fakat bir devletle bir terör örgütü ilişkisi böyledir zaten. Hele de Amerika’yla ilişkiye giren terör örgütleri kendilerini aman aman değerli görmez. Onların değeri tuvalet kağıdı kadardır. İşi bittiği zaman çöpe atarlar.
Milat Gazetesi Yazarı Ahmet Ay:
“TRUMP’IN SÖZLERİ, YENİ POLİTİKASINI ORTAYA KOYUYOR”
Kurulacak olan yeni dünyayı gözlerimizin önünde canlandırmamız lazım. Trump ile birlikte ABD artık küreselcilerle Amerikalılar olarak ikiye ayrılmış durumdu. Küreselciler Amerika’nın daha agresif olmasını, daha fazla bölgeye müdahale etmesini isterken, Trump’ın da başını çektiği yerliler yani Amerikalılar ABD’nin kendi vatandaşlarının huzur ve esenliğini, iktisadi anlamda refah düzeyini artırmasını esas alıyorlar. Bu çekişmenin Trump’ın şahsında net bir şekilde ortaya çıkması söz konusu. Bu bağlamda Ortadoğu’yu değerlendirdiğimizde eski Amerika, Pentagon, ABD’nin bölgedeki dizaynı kendi çıkarları doğrultusunda sağlamasını istiyor. Ama bunun yanında Trump, bizim Ortadoğu’da işimiz yok diyordu. Artık ABD’nin bölgemize çok fazla müdahil olmayacağı anlamına gelmeme kaydıyla daha minimal bir şekilde Suriye ve Irak coğrafyasına müdahil olacağı şeklinde anlaşılabilir.
“AMERİKA ÖNCE TERÖRÜ DESTEKLEDİ, SONRA İNKAR ETTİ”
PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG’nin adına SDG dedikleri grubun hamiliğini yapmamasını okuyoruz, Trump’ın son açıklamalarından. Çünkü Trump diyor ki: Bizlerle birlikte DEAŞ’a karşı savaştı ama biz de onlara para verdik. Yani paralı askerlerimiz anlamında anlaşılıyor. Buradan şu sonucu çıkarabilir miyiz: Amerika teröre destek verdi. Evet, Amerika bizim penceremizden baktığımızda teröre hem para hem silah hem de lojistik anlamda destek verdi. Lakin Amerika teröre destek vermekten ziyade DEAŞ’a karşı mücadele eden yerel unsurlar şeklinde bir tanımlamayla buradan terör örgütlerine yardım ettiğini inkara kalkışıyor.
“TÜRKİYE GÜÇLÜ ŞEKİLDE CÜMLE ALEME GÖSTERDİ”
Türkiye’nin diplomasi zaferi, başta Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşunun bir neticesinde elde edilen başarıdır bu. Türkiye, bu coğrafyanın asli unsurudur, büyük gücüdür. Türkiye’siz bu coğrafyada ülkeleri dizayn etmesi söz konusu değil. Bu coğrafyada Türkiye, İran, Rusya, Suriye, Irak var. Bunların izin vermediği bir gelişmeyi başka bir ülkenin girişimiyle başarıya ulaşması mümkün değil.
Artık Amerika’nın bölgeden çekilmesi ya da çekilmemesinden ziyade Türkiye’nin bölgesinde elde ettiği gücü konuşmamız lazım. Türkiye bundan sonra daha güçlü bir şekilde, daha güven artırıcı bir rol aldığını cümle aleme göstermiştir.