Haber7.com / Özel
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Fırat’ın Doğusu’nda ABD askerlerinin çekilme kararının ardından gerçekleştirilmesi beklenen operasyonla ilgili, “Bir gece ansızın gelebiliriz demiştik, Kararlılığımız sürüyor” açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini ve ABD’nin çekilmesinin ne anlama geldiğini uzman isimlere sorduk.
Prof. Kemal İnat
Bildiğimiz gibi, Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK varlığına yönelik askeri operasyon Türkiye açısından kaçınılmazdı. Zira Türkiye’nin güvenliğine yönelik saldırılarda bulunan bu örgüt ile mücadelenin sadece yurtiçiyle sınırlı olması söz konusu olamaz. Yurt içinde olduğu gibi, sınırların ötesinde de mücadele terörle mücadelenin kaçınılmaz bir parçasıdır. Türkiye bu çerçevede gerek Irak gerekse Suriye topraklarındaki terörist unsurlara karşı operasyonları zaten gerçekleştiriyordu.
AMERİKAN ASKERLERİ ORADAYKEN
Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK üslerine yönelik operasyonun gecikmesi ABD’nin bu bölgedeki askeri varlığı ve YPG’ye verdiği destekten kaynaklanıyordu. Ankara bu durumdan duyduğu rahatsızlığı çok açık bir şekilde Washington’a iletiyor ve ortak bir çözüm bulunmaması durumunda kendisi Fırat’ın doğusuna tek başına operasyon yapacağını uzun zamandır söylüyordu. Ancak Amerikan askerleri bölgedeyken böyle bir operasyonun yapılacak olması Türk-Amerikan ilişkileri ve NATO’nun geleceği açısından ciddi riskler doğurabilirdi.
TRUMP YÖNETİMİ ASKERLERİNİ ÇEKME KARARI ALDI
Şimdi Türkiye’nin kararlılığını gören Trump yönetimi bu risklerin ortaya çıkmasını önlemek için bölgedeki askerlerini çekme kararı aldı. Bu karardan Amerikan güvenlik bürokrasisinin muhtemelen memnun olmadığı söylenebilir, zira bugüne kadar izledikleri oyalama politikası buna işaret ediyor. Trump yönetiminin bu çekilme kararıyla birlikte Türkiye’nin askeri operasyonunun önü açılmış oldu. Ancak bu durum, operasyonun kolay olacağı veya artık ABD ile bu bölgede sorun yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.
DERİN AMERİKA SİLAH VEREBİLİR
Trump’ın kararından memnun olmayan Amerikan güvenlik bürokrasisi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’nin işini zorlaştırmak için elinden geleni yapabilir. Bölgede YPG/PKK’ya verilen Amerikan silahlarının Türk ordusuna karşı kullanılma ihtimali olduğu gibi, süreç içerisinde yeni silahların verilmesi de söz konusu olabilir ve bu da Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni gerginliklere neden olabilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump arasında açık olan diyalog kanalı bu gerginlikleri engelleyebilir.
TÜRKİYE AĞIR YÜKÜNÜ HAFİFLETMEK İSTİYOR
Sonuç olarak, Türkiye sınırlarının ötesindeki terör örgütlerine karşı operasyon yaparak bu bölgeye barış ve huzur getirmeye çalışıyor. Terörden arındırılacak bu bölgenin belli kısımlarına Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yerleştirilmesi yoluyla sırtındaki bu ağır yükü de hafifletmeye çalışıyor. Bu konuda, mülteci sorunundan ciddi şekilde etkilenen Avrupa ülkelerinin de desteği çok önemli olacaktır. Umarım terör örgütüne destek verme yolunu değil de mülteciler için güvenli bölge oluşturmayı hedefleyen operasyona destek vermeyi tercih ederler.
Stratejist ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar
Fırat’ın doğusuna operasyonla ilgili Beyaz Saray’ın açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “Türkiye, yakın zamanda Suriye’nin kuzeyine uzun süredir planladığı operasyon için harekete geçecek. ABD Silahlı Kuvvetleri, bu operasyonu desteklemeyecek ya da bu operasyona dahil olmayacak” ifadeleri kullanıldı.
“Türkiye sorumlu olacak”
Yine açıklamada “Amerikan hükümeti bölgedeki DAEŞ militanlarının geldiği Almanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine DAEŞ savaşçılarını geri almaları konusunda baskı yaptı ancak onlar bu kişileri geri almayı kabul etmediler. Amerika yıllardır vatandaşlarının vergilerine büyük maliyetler getiren bu savaşçıları artık daha fazla tutmayacak. Bundan böyle bölgede geride kalan iki yıl boyunca yakalanmış olan DAEŞ’li teröristlerden de Türkiye sorumlu olacak“ denildi.
El-Hol kampı tehdit aracı oldu
ABD’nin operasyona ilişkin yaptığı bu açıklamayı Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, sosyal medya hesabından değerlendirmede bulundu:
“8-10 bini yabancı, 35 bini çocuk, 35 bini yetişkin 80.000 Daeşli’nin barındığı El-Hol (Al Hawl) Kampıyla ilgili ABD (sorumluluk Türkiye’de’ derken, anlaşmamı var, tehdit mi ediyor? “Al Hol” YPG/PKK’nın ABD’ye karşı en önemli 2 kozundan ve tehdit aracından biri!”
Stratejist ve Güvenlik Uzmanı İbrahim Keleş
Türkiye oraya kendi güvenli bölgesini oluşturmak için ve mültecileri oraya yerleştirmek istiyor. Anadolu’nun güvenliği buralardan başlıyor. Türkiye bu operasyonu yapmak mecburiyetindeydi. Türkiye sonuna kadar diplomatik süreci işletti ama ABD’nin samimiyetsizliği gösterdi. ABD de mesajı almış olduğu için Resulayn ve Tel Abyad’ı boşalttı. ABD oradan Erbil’e çekilecek. ABD’nin 1000 kadar teknik elemanı var. Türkiye’nin de amacı: Oradan terör örgütünü silmek. ABD’nin açıklamasına baktığımızda ABD’nin çekilmesi bekliyoruz. Onlar da çekildikten sonra
Güvenlik uzmanı Mete Yarar
Mete Yarar, “Beyaz Saray’ın açıklaması bu anlamda en yüksek perdeden bir açıklama. Endişe edilen konulardan bir tanesi şuydu. ABD askeri ile Türk askerinin karşı karşıya gelmesi. Açıklamanın içeriğinden anlıyoruz ki, ABD güvenli bölge konusunda destek vermeyecek. Ama bunu engelleyecek bir durum içerisinde olmayacak. Bu da Türkiye’nin istediği bir durumdu. tek taraflı yapmak istiyordu. Türkiye’nin istekleri bu açıklama ile birlikte yapılmış gibi gözüküyor.” değerlendirmesinde bulundu.