ABD Temsilciler Meclisinin Demokrat Partili başkanı Nancy Pelosi, Donald Trump’ın ABD başkanlığından azli süreci için resmî soruşturma başlattıklarını açıklamasının ardından başlayan siyasi gerginlik her geçen gün daha da artıyor. Yaklaşık üç yıldır bazı Demokrat milletvekillerinin baskısına rağmen Trump’ın azli için herhangi bir adım atmayan Pelosi, Trump’ın ABD eski Başkan Yardımcısı ve Demokrat Partinin 2020 için en güçlü başkan aday adayı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’daki işleri hakkında yolsuzluk soruşturması açmaları için bu ülkeye ABD yardımını askıya aldığı haberlerinden sonra geçtiğimiz hafta resmî soruşturma başlatmıştı.
ABD Anayasasına göre, ABD başkanının azil sürecini başlatmaya tek yetkili kurum, günümüzde Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi. Nihai karar organı ise hâlen Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Senatosu. Temsilciler Meclisinin azil sürecine karar vermesinden sonra, Senato, ABD Yüksek Mahkemesi başkanının başkanlığında bir tür Yüce Divana dönüşerek başkanı iddia edilen suçları konusunda yargılıyor. Temsilciler Meclisi, ABD tarihinde sadece iki başkan hakkında azil süreci kararı verdi. 1868 yılında Andrew Johnson ve 1999 yılında Bill Clinton. Ancak her iki azil süreci kararı da, Senato’da üçte iki çoğunluk oyu onayı şartına ulaşamadığı için dava düştü iki başkan da görev süresini tamamladı.
BAŞKAN ÜSTÜN DEĞİL
Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi, ABD’de gündeme bomba gibi düşen resmi azil soruşturması açıklamasında “Bizim sorumluluğumuz ABD’yi bir cumhuriyet olarak tutmaya devam etmektir. Başkan yaptıklarından sorumludur. Kimse yasaların üstünde olamaz’’ demişti. Trump ise azil soruşturmasına her zaman olduğu gibi Twitter’dan cevap verdi. “Başkana taciz” şeklinde bir Tweet atan Trump “Birleşmiş Milletler’de böylesine çok çalışmanın ve başarının gerçekleştirildiği bir önemli günümüzü, Demokratlar, sürdürdükleri Cadı Avında yeni çöpleri ortaya salarak önemsizleştirmeye çalışıyor. Ülkemiz için çok kötü” diye yazdı. Trump, Ukrayna Devlet Daşkanı Vladimir Zelenskiy ile temmuz ayında yaptığı telefon görüşmesinin, sansürsüz ve editlenmemiş ham hâlini kamuoyuna yayınlayacağını da söyledi. Trump, ABD’nin Ukrayna’ya 400 milyon dolarlık yardımını ise Zelenskiy ile görüşmesinden birkaç gün önce askıya aldığını savunuyor. Ancak Pelosi, ellerinde sadece bir telefon görüşmesi değil bundan çok daha fazla bilgi ve belge olduğunu kaydetti. Senato ise bağlayıcı olmayan bir karar ile Beyaz Saray’ın ihbarcının sağladığı bilgileri derhal Senato’ya iletmesini oy birliği ile kabul etti.
ŞAHİTLER İFADE VERECEK
ABD Kongresinde Başkan Trump hakkında Temsilciler Meclisinin başlattığı azil soruşturması mesaisi bu hafta yoğun geçecek. Hafta sonunda Trump’a yönelik azil soruşturması kapsamında Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu ifadeye çağırmış ve elindeki belgeleri ilgili komisyonlarla paylaşmasını istemişti. Kongre bu hafta ilk şahidi dinleyecek, ifadeleri alacak. Temsilciler Meclisinin İstihbarat, Dışişleri ve Gözetim Komisyonları bugün Trump’ın Zelenskiy ile 25 Temmuz’daki telefon görüşmesinde de adı geçen ve geçtiğimiz haftalarda görevden alınan ABD’nin Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanaviç’in ifadesini alması bekleniyor. Yarın da Temsilciler Meclisinin bu üç komisyonunda geçtiğimiz hafta istifa eden Trump yönetiminin Ukrayna Özel Temsilcisi Kurt Volker’ın ifade vermesi bekleniyor. Volker, Ukraynalı yetkililerle irtibata geçen iki ABD’li diplomattan biri olarak geçiyordu. İstihbarat Komisyonu cuma günü de muhbirin ihbarının aciliyet taşıdığı ve güvenilir bir içe-riği olduğu tespitinde bulunan ABD İstihbaratı Genel Müfettişi Michael Atkinson’la da basına kapalı oturum düzenlemesi bekleniyor. Temsilciler Meclisi, muhbirin ihbar mektubunda adı geçen iki kişinin de ifadelerini almaya hazırlanıyor.
KONGRE TELEFON PEŞİNDE
ABD Ulusal İstihbarat Başkan Vekili Joseph Maguire’ın ifade verdiği İstihbarat Komisyonu’ndaki oturumda Kongre üyelerinden biri Başkan Trump’ın Kuzey Kore ve Türkiye gibi ülkelerle de yaptığı telefon görüşmelerini gündeme getirmiş, Trump’ın bu ülkelerin liderleriyle yaptığı görüşmelere ilişkin örtbas çabası içinde olup olmama ihtimalini sorgulamıştı. ABD Kongresi azil soruşturması sürecinde Trump’ın başka liderlerle yaptığı telefon görüşmelerinin deşifrelerinin peşinde. İstihbarat Komisyonu Başkanı Adam Schiff, Kongre’nin Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve diğer dünya liderleriyle yaptığı telefon görüşmelerine erişmeye kararlı olduğunun mesajını vermiş, Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın ulusal güvenliği tehlikeye atabileceği endişelerini gerekçe göstermişti. Temsilciler Meclisindeki bazı Demokratlar Başkan Trump hakkındaki azil soruşturması konusunda oylamanın önümüzdeki ay yapılabileceğini belirtiyor.
İÇ SAVAŞ TEHDİDİ
Başkan Trump hakkında azil soruşturması açılması sonrasında “beka” uyarısı yaparak “Kendisinin görevden alınmasının ülkede iç savaş benzeri bir kırılmaya yol açacağı” yönündeki bir yorumu Twitter’dan paylaştı. Geçtiğimiz cumartesi günü Twitter hesabından paylaştığı 38 saniyelik videolu mesajda seçmenlerine “Sizin için savaştığım için beni durdurmak istiyorlar. Ülkemiz hiç olmadığı kadar tehlikede” demişti.
ANKETLER ALEYHTE
Yapılan anketlere göre Amerikalıların yarısından fazlası azil soruşturması açılmasını onaylıyor. Amerikalıların yüzde 55’i Trump hakkında azil soruşturması açılmış olmasına onay veriyor, yüzde 45’i ise böyle bir soruşturmanın gereksiz olduğunu düşünüyor. ABD’liler Trump’ın Ukrayna krizinde yaptıklarından dolayı azledilmeyi hak edip etmediği konusundaysa bölünmüş durumda. Ankete katılanların yüzde 42’si Trump’ın azledilmeyi hak ettiği, yüzde 36’sı ise hak etmediği görüşünde. Ankete katılanların yüzde 22’si ise bunu söylemek için henüz erken olduğu kanısında.
ŞİMDİ DE AVUSTRALYA
Trump’ın yeni bir derdi daha var. Robert Mueller’in soruşturmasını itibarsızlaştırmak için Avustralya Başbakanı Scott Morrison’a baskı yaptığı iddia edildi. Trump’ın ayrıca Morrison’la görüşmenin transkriptini yalnızca çok az sayıda insanın erişebileceği şekilde sınıflandırdığı öne sürülüyor.
DÖRT BİN DAVA AÇILDI
Trump aleyhine son 40 yılda tacizden dolandırıcılığa kadar federal ve yerel mahkemelerde yaklaşık 4 bin dava açıldı. Başkanlık koltuğuna oturduğunda en az 60 dava hâlâ devam ediyordu. Trump’ın adaylık sürecinde başkanlığı kazanacağını ve azledileceğini iddia eden ünlü tarih profesörü Allan Lichtman’a göre bu davalar Trump’ı zorlayacak. Bu davaları yanlış yönlendirmeye yönelik en ufak hareketi ise azledilme sebebi. Bill Clinton, Monica Lewinsky davasında yalan beyandan Temsilciler Meclisince azil için Senato’ya sevk edilmiş ancak azil taraftarları Senato’daki oylamada gerekli sayıya ulaşamadığı için Clinton başkanlığını tamamlamıştı. Watergate konusundaki soruşturmaya müdahale ettiği ortaya çıkan Başkan Richard Nixon istifa ettiği için azilden kurtulmuştu. Trump’ın, Rusya konusunda FBI’da ve CIA’de yürüyen soruşturmalara müdahale çabaları olduğu yönündeki iddialar bu bakımdan önemli.
25. MADDEDEN AZİL
Trump’ın önündeki en büyük tehlike ise ABD Anayasasının 25’nci ek maddesi. Anayasanın bu maddesindeki bir hüküm uyarınca, başkan yardımcısı ve başkanın kabinesinin çoğunluğu (8 bakan), başkanın sağlık vb. sebeple görevini yapma ehliyetini kaybettiğine inanırsa, Temsilciler Meclisi Başkanı ve Senato liderine mektup göndererek, başkanın yerine başkan yardımcısının görevi devraldığını bildirme yetkisine sahip. Bu tek taraflı bildirim yapıldığı andan itibaren Başkan görevinden alınmış oluyor. Eğer böyle bir durum olursa Trump’ın koltuğuna geri dönebilmek için tek yapabileceği Kongre’ye itiraz etmek. Ancak hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’nun üçte ikisinin itirazı haklı bulması lazım. Yani bu ihtimalde Kongre’deki belirleyici olan güç azınlıktaki Demokratlar olacak. Maddenin temel hedefi, başkanın ağır yaralanması, anestezi etkisi altında olması, koma vb. durumlarda ABD’nin başkansız kalmasına engel olmak. Başkanın akıl ve ruh sağlığının başkanlığa elverişli olmaması da bu maddenin işletilmesi söz konusu.
NE ZAMAN ÇIKTI?
25’inci madde, Kennedy suikastından sonra 1967 yılı Şubat ayında kabul edilen bir düzenleme. Ronald Reagan’ın başkanlığının son yılında alzheimer hastalığının ilk belirtilerini göstermeye başladığında gündeme gelir gibi olmuştu. Ancak 50 yıl boyunca ABD’nin hiç konuşmadığı bir anayasal düzenleme olarak kaldı. Ancak, Trump’ın başkanlığı kazanmasının birkaç gün sonra 16 Kasım günü George W. Bush’un danışmanı David Frum bir Tweet atarak “ABD Anayasası 25’nci Ek Maddesi 4’ncü Fıkra. Önümüzdeki aylarda hepimiz bu maddeyi konuşuyor olacağız” esprisine kadar.
BAŞKANI KİM AZLEDİYOR?
ABD Anayasasına göre azil yetkisi Kongre’de. Öncelikle Temsilciler Meclisi Adalet komitesinin süreci başlatmaya karar vermesi gerekiyor. Mevcut komitede 24 Cumhuriyetçi ve 17 Demokrat milletvekili görev yapıyor. (Temsilciler Meclisinin başkanın azledilmesine yeterli gerekçe bulunduğunu kabul etmesi (impeachment) için salt çoğunluk (218 oy) gerekiyor. Yani, bugünkü şartlarda her Demokrat milletvekilinin yanı sıra en az 24 Cumhuriyetçi milletvekilinin de ‘evet’ demesi gerekiyor. Temsilciler Meclisinde Demokratların 235 ve Cumhuriyetçilerin 199 milletvekili var. Temsilciler Meclisindeki süreç tamamen politik bir süreçtir. Çoğunluk partisi istediği başkan için bu süreci başlatabilir.
Temsilciler Meclisinin başkanın azil için yargılanması hakkında yeterli gerekçe bulunduğunu kabul etmesinden sonra ‘yargısal süreç’ başlar. Senato, ABD Yüksek Mahkemesi başkanının başkanlığında bir tür Yüce Divana dönüşür ve yargılamayı yapar. Senato’da tarafların iddiaları ve savunmaları dinlendikten sonra, azil kararı alınabilmesi için 100 senatörün üçte ikisinin (67) oyu gerekiyor. Yani tek başına bir partinin politik azil kararı alabilmesi imkânsız. Senato’da üçte iki çoğunluk oluştuğunda başkan görevden alınıyor ve başkan yardımcısı kalan süreyi tamamlamak için ABD başkanı oluyor. Bu da Kongre’deki azil sürecinin hukuksal aşaması.
Türkiye Gazetesi