Ordu Barosunca bir kafede düzenlenen program öncesi gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Feyzioğlu, gittikleri her ilde Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde neler olduğunu anlattıklarını söyledi.
Feyzioğlu, belgenin hazırlanma usulünün, en az esası kadar önem taşıdığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Biz demiyor muyduk ‘Ortak akıl, ortak akıl, ortak akıl’, ‘Ülkenin düşünen, bu ülke için kalbi çarpan her ferdi düşüncesini ortaya koysun, birlikte bir şeyler yapalım.’ diye? Şimdi ilk kez Adalet Bakanlığı bünyesinde bir belge hazırlanmadan önce ‘Gelin sorunları birlikte tespit edelim.’ dendi. Bu Türkiye’deki her konuya, her sorunun çözümüne emsal olsa keşke, her konuda ortak aklı buluruz. Ekonomide, Kıbrıs meselesinde, Güneydoğu sorununun çözümünde, her konuda buluruz.”
İlk adım atılırken ilgili her kesime “Sorun nedir?” diye sorulduğunu belirten Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sorunlar bunlar dedik, çözümleri tartıştık, birlikte planladık. O yüzden bazıları hala anlamıyorlar, Türkiye Barolar Birliği niçin dört elle sarıldı, sahiplendi diye. Çünkü ilk günden beri yazımında yer aldık. İnsan kendi hazırladığı, kendi imzası da olan bir belgeyi savunmaz mı? Ondan savunuyoruz. Bu bir siyasi parti belgesi değil. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm kurumlarının ve ilgili her kesiminin üzerinde emek harcadığı, gerçekten yazılışı itibarıyla emsal olacak bir belge. O yüzden çok değerli. Bu anlamda esasından çok daha önem veriyorum usulüne. Örnek olsun diye.”
Feyzioğlu, birilerinin, bunun içini değersizleştirmeye çalıştığını anlatarak, “Eleştirilere saygımız sonsuz ancak düşünce özgürlüğü noktasında Türkiye’de sorun var mı? Gazetecilerle ilgili sorun var mı? ‘Var’ diyoruz değil mi? Gerçekten düşünce özgürlüğü müdür, yoksa terör örgütü propagandası mıdır? Terör örgütünün düşüncelerini yaymak mıdır? Burada farklı düşünceler, farklı iddialar var. ‘Düşüncemden dolayı hapisteyim.’ diyenler var. Nasıl çözeceğiz bugünkü hukuk sistemi içinde?” ifadelerini kullandı.
Yapılan her işe kulp takmanın, bulunan her çözüme bir sorun üretmenin Türkiye’ye faydası olmadığına işaret eden Feyzioğlu, “İyi niyetli bir çalışmadır. Ekimde inşallah Meclisimiz açılır açılmaz, kanunlaşması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
“TERÖRİSTLERİN YAPTIKLARINI YUMUŞATMAYA ÇALIŞANLARA YAZIKLAR OLSUN”
Feyzioğlu, eski Adalet Bakanı Mehmet Topaç’ı, vefatının 25’inci yılında rahmetle andığını dile getirdi.
Topaç’ın, teröristlerce şehit edilen bir meslektaşı olduğunu belirten Feyzioğlu, “Teröristlere her gün zaten lanet okuyoruz ama teröristlerin yaptıklarını yumuşatmaya çalışanlara da ‘Yazıklar olsun.’ diyorum.” şeklinde konuştu.
“ANNELERİN GİRİŞİMİ DOĞRUDUR, MESAJ DA VERİLMİŞTİR”
Diyarbakır annelerinin oturma eylemine ilişkin soru üzerine Feyzioğlu, yönetim kurulu olarak nöbete katılarak onlara destek olduklarını söyledi.
Feyzioğlu, “İspanya’da terör böyle önlendi, bitirildi. Önemlidir, değerlidir. Anneler isterse biter. Buna da çok samimi yaklaşmak lazım. Şu cümleye de çok rahatsızlıkla bakan biriyim, ‘Terör nereden gelirse gelsin’ diyerek, bir taraftan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni suçlayan söylemler vardır. Devletin memuru bir suç işlerse peşine düşersiniz, soruşturur ve yargılarsınız ama devleti terör örgütüyle eş tutan cümleleri asla edemezsiniz, edeni de kınıyorum.” dedi.
“Terörü lanetleyecekse birisi, amasız, fakatsız,net şekilde lanetlemelidir.” ifadesini kullanan Feyzioğlu, “PKK’yı, DHKP-C’yi, FETÖ’yü, DAEŞ’i ve bilumum terör örgütünü ağız dolusu, yürekten lanetlemeyenle işimiz olmaz. Net duruşumuz budur. PKK’nın da taban kazanmasını önlemek, ‘Siz bunları yaptığınız için halk size düşman oluyor.’ dedirtmek için halkın mutlaka söz söylemesi lazımdır. Annelerin bu girişimi o açıdan doğrudur. Amaç da hasıl olmuştur, mesaj da verilmiştir. Biz de destekledik.” diye konuştu.
“YARGITAYIN İÇTİHATLARI SON DERECE YERİNDEDİR”
Adalet Bakanlığının, FETÖ ile mücadelede en etkin bakanlıklardan biri olduğuna işaret eden Feyzioğlu, şunları kaydetti:
“Adalet Bakanlığının bürokratları, Türkiye’deki savcılar, hakimler, 15 Temmuz günü adliyelerde silahla nöbet tuttu. O fedakarlıklarını unutamayız. Derhal kendini toparlayan ve ilk çok etkili şekilde mücadeleye giren insanlardır. Hiç kimse küçümsemesin. Yargıtayın içtihatları son derece yerindedir. Çok zor bir mücadele bu. Bir taraftan devletin her zerresine girmiş, çok çok uzun yıllarda yerleşmiş bir örgütten söz ediyoruz. Öbür tarafta da aynı örgüt iftiralarla, suçu yayarak kendini aklama çabalarıyla vesaire bir perdeleme harekatı içinde ve gerçekten ‘FETÖ üyesi midir, değil midir’ ayıklaması bu sebeple fevkalade zor.”
Feyzioğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Yargıtayın ByLock ile ilgili karar vermesi, ByLock’un herhangi bir sinyal almasının yetmemesi, içeriklerinin araştırılması gibi önemli kriterlerin getirilmesi, bir taraftan FETÖ ile mücadele öbür taraftan da hem iftiraların önlenmesi hem düşünce özgürlüğünün korunması anlamında çok önemli adımlardır. Bu yargı reformu belgesinde de yine terör örgütünün propagandasını mı yapıyor, düşünce özgürlüğü müdür, bunun tekrar Yargıtay denetimine açılması da yine bir dengenin mutlaka sağlanması yönündeki ihtiyaçtan ve kararlılıktan kaynaklanmaktadır. Hem FETÖ ile hem tüm terör örgütleriyle mücadele edeceğiz hem de düşünce özgürlüğünü koruyacağız. Yani sırf muhalif düşüncede diye, sırf farklı düşüncede diye insanları özgürlüğünden mahrum etmeyeceğiz, lekelemeyeceğiz. Bu dengenin de mutlaka sağlanması için bir güzel belge ve kanun paketi hazırlanmaktadır.”
“ADALET BAKANIMIZIN MÜCADELESİNE DESTEK VERİYORUZ”
Particilikle işlerinin olmadığını vurgulayan Feyzioğlu, “Ama bu noktada Adalet Bakanımızın, Yargıtay Başkanımızın, ilgili herkesin mücadelesine destek veriyoruz. O mücadelenin zaten gövdemizle içindeyiz. Varımızla yoğumuzla, canımızla kanımızla, her şeyimizle içindeyiz. Hukuk devletini sağlamlaştırmak, taşıyıcı kurumlarını güçlendirmek de zaten FETÖ ile mücadelenin vazgeçilmezidir. Çünkü liyakat esasını getirmezsek, hukuk devletindeki aksaklıkları gidermezsek FETÖ gider bir başkası gelir.” ifadelerini kullandı.
Bu anlamda hukuk devletinin güçlendirilmesi, yargıya güvenin azamiye çıkarılması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“O sebeple de Yargı Reformu Strateji Belgesi, aslında bakarsanız FETÖ ile hukuk devletini güçlendirerek mücadele etme noktasında fevkalade değerli belgedir. Bu çatıyı sağlayarak, herkesi işin içine katarak bu çalışmanın yapılmasını sağladıkları için Adalet Bakanımız şahsında da Adalet Bakanlığındaki o çok değerli bürokratlara, hakim arkadaşlarıma, meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
Ordu Barosu Başkanı Haluk Murat Poyraz da Feyzioğlu’nu aralarında görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.