Gürdeniz, deprem anında milli deniz unsurlarının ne tür görevler üstlenebileceğini anlattı, Yunan Amiral ile Türkiye’nin milli amfibi gemisi için arasında geçen diyaloğu açıkladı.
İstanbul Silivri merkezli olarak kayıtlara geçen ve 5,8 olarak ölçülen depremin yansımaları sürüyor. Depremin hemen ardından başta GSM şirketleri olmak üzere kimi kurumların krizi yönetememesi büyük depremle önce önemli bir uyarı olarak algılandı.
DEPREME EN HAZIR KURUMLARIN BAŞINDA
Telefon hatlarında ciddi sıkıntılar yaşandığı sırada TSK’nın iletişimde en ufak bir kesinti yaşanmadığı bilgisine ulaşılan 1999’daki Gölcük Depremi’nde önemli görevler üstlenen Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin depreme en hazır kurumların başında geldiğini anlatan Emekli Amiral Gürdeniz, “Kara Kuvvetleri, harekatının gereği olarak mobilitesi, zırhlı araçları, istihkam birlikleri olan bir kuvvet. Onların böylesine bir felaket anında akla ilk gelen güç olması normal” ifadesini kullandı.
YUNAN AMİRALLER ŞAŞIRDI
Amiral Gürdeniz, Kara Kuvvetleri’nin ardından kendi hakim olduğu Deniz Kuvvetleri’nin depreme hazırlıklarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, şunları söyledi:
“Deniz Kuvvetleri’nin çok büyük bir felakette en büyük faydası tabi ki amfibi gücüyle olacak. Sahip oldukları çıkarma gemileri bu noktada son derece önemli. Mesela Anadolu Gemisi yapılırken, Yunanlılar dahil toplantılarda sorarlardı bana ‘Amiralim neden bu kadar büyük bir amfibi hücum gemisi yapıyorsunuz? 35 bin tonluk dev bir gemiyi ne yapacaksınız?’ diye… Ben, Yunanlı amirale, ‘Bakın yarın öbür gün Ege’de çok büyük bir deprem olduğunda ilk gelecek gemi bu size yardıma’ demiştim.”
DENİZ KUVVETLERİ MÜDAHALEYE HAZIR
“Çok büyük bir kıyı şehrimizde deprem olduğunu düşünelim, ilk gelecek olan onlar. Hatırlayın, Gölcük Depremi’nde kaç tane amfibi gemi geldi. O dönemde Türk Deniz Kuvvetleri’nin çıkardığı en büyük derslerden biri buydu. Çünkü İstanbul Depremi’ne, Marmara Depremi’ne süratlen müdahale edecek gemisi yoktu. Düşük süratliydi, 10 mil, 11 mil sürat. Şimdiki süratlere bakıyoruz çok daha yüksek, çok daha büyük kapasiteli. Birinci husus bu.
İkinci husus endoktrinasyon. Bugün lojmanlar bölgesinden, askeri tersaneler, fabrikalar, ikmal merkezleri… Buralarda yapıların güçlendirilmesi. Bugün Deniz Kuvvetleri o kadar hassastı ki, o dönemi hatırlıyorum, bir gecede terk ediyordu binalarını. Yıktırıp, yenisini yaptırıyordu. Yenilenme açısından dersi çıkardı.
Deniz Kuvvetleri’nin böyle bir afet olması halinde hazır olduğunu söyleyebilirim. Bir de 99 depreminden sonra Deniz Kuvvetleri’nin tatbikat konseptine girdi bu.
Ama sivil hazırlık açısından söylüyorsanız, Deniz Kuvvetleri’nin ya da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığının 10’da birinin bile yapılmadığını söyleyebilirim. Türkiye, o olgunluğa erişmesi için bir 20 yıl daha gerekir diye düşünüyorum. Çünkü her ülkenin ekonomik, sosyal gelişiminde böyle safhaları olmuş. Türkiye de herhalde o olgunluğa gelecektir.
Dilerim o gün çok geç gelir, geldiği gün de Türkiye gerekli dersleri almış ve düzelmiş olur. Yoksa çok kaybımız var.”